Listen

Description

Bahai İnancı, 19. yüzyılda İran’da Baháʼu'lláh tarafından kurulmuş, tüm dinlerin özsel değerini ve insanlığın birliğini öğreten evrensel bir inanç sistemidir. Kökenleri Bâb dini ve Şeyhî hareketine dayanır. 1844’te Bâb, Tanrı’dan yeni bir vahyin taşıyıcısı olduğunu ilan etmiş, 1850’de idam edilmiştir. Onun haber verdiği “Allah’ın Zuhur Edeceği Kişi”nin Baháʼu'lláh olduğuna inanılır. Baháʼu'lláh (1817–1892) Akka’ya sürgün edilerek ömrünü orada tamamlamış, geride Arapça ve Farsça 18.000’den fazla eser bırakmıştır. Mezarı, Bahailer için kıble konumundadır.

Onun ardından en büyük oğlu ʻAbdu'l-Bahá (1844–1921), babasının vasiyetiyle liderliği devralmış, Avrupa ve Amerika’da seyahatlerle inancı tanıtmış, eşitlik ve birlik mesajını yaymıştır. ʻAbdu'l-Bahá’nın vefatıyla “kahramanlık çağı” sona ermiş, yerini Shoghi Effendi’nin (1897–1957) Koruyuculuk dönemi almıştır. Shoghi Effendi, idari yapıyı güçlendirmiş, küresel genişleme planları geliştirmiştir. 1963’ten beri inancın başında, tüm dünyadaki Bahai topluluklarının seçtiği Evrensel Adalet Evi bulunmaktadır. Merkezi İsrail’in Hayfa kentindedir.

Bahai İnancı’nda ruhban sınıfı yoktur. Yönetim, üç temel figür (Bâb, Baháʼu'lláh, ʻAbdu'l-Bahá) etrafında şekillenen Antlaşma (Covenant) ilkeleriyle düzenlenir. Yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde dokuzar üyeli Ruhani Meclisler seçilir. Atanmış bireyler öğretim ve rehberlik görevleri üstlenir ancak ruhbanlık yapmaz. Evrensel Adalet Evi, yasaları uygular, eğitimi teşvik eder, sosyal sorunlarla ilgilenir ve uluslararası barışı hedefler.

Temel Öğretiler
Bahai İnancı üç ana ilkeye dayanır:

Sosyal Prensipler
ʻAbdu'l-Bahá’nın dünya gezilerinde açıkladığı ve Shoghi Effendi’nin özetlediği başlıca sosyal ilkeler şunlardır:

Bahai öğretilerine göre, barış ancak maddi medeniyetin, manevi erdemler ve etikle tamamlanmasıyla mümkündür. Bu hedef, tüm insanlığın tek bir inanç çatısı altında birleşmesini gerektirir.

Bu kapsamıyla Bahai İnancı, evrensel bir kardeşlik ve bütünlük vizyonunu, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde somut ilkelerle hayata geçirmeyi amaçlayan çağdaş bir din olarak öne çıkar.