Blake Crouch’un Karanlık Madde adlı romanı, aile, kimlik ve gerçeklik algısını sorgulayan sürükleyici bir bilimkurgu anlatısıdır. Romanın merkezinde, Chicago’da küçük bir üniversitede fizik profesörü olarak çalışan Jason Dessen yer alır. Jason, Daniela ile evlidir ve Charlie adında bir oğulları vardır. Kariyerinde parlak fırsatlar varken ailesini seçmiş, oğlunun doğumuyla birlikte bilimsel hedeflerinden vazgeçmiştir. Hayatından memnundur; geçmişteki tercihleriyle barışıktır.
Ancak bir gece eski bir arkadaşıyla vakit geçirdikten sonra evine yürürken kaçırılır. Bilinmeyen kişiler tarafından terk edilmiş bir elektrik santraline götürülür, burada bilinçsiz hale getirilip bir madde enjekte edilir. Gözlerini açtığında, kendini tanımadığı bir laboratuvarda bulur. Bu yer Velocity Laboratuvarları’dır ve burada çalışan herkes onu büyük bir bilimsel buluşun sahibi olarak tanımakta, ona "kardeşim" demektedir.
Yeni gerçeklikte, Jason bilimsel kariyerini sürdürmüş, kuantum dünyalar arasında geçişi mümkün kılan bir cihaz üretmiştir; ancak Daniela ile hiç evlenmemiştir, Charlie hiç doğmamıştır. Jason’ın parmağındaki yüzük izi, onun bir zamanlar evli olduğuna dair bir iz bıraksa da bu dünyada öyle bir geçmiş yoktur. Karşılaştığı Daniela ise onu tanımayan, bekar bir sanatçıdır.
Jason, kendi anılarını hatırlamakta ısrar ederken, çevresindeki fiziksel ve sosyal gerçeklik ona başka bir yaşamı kanıtlamaktadır. Bu durum, onu zihinsel bir kırılma eşiğine getirir. Uyuşturucunun etkisiyle mi yoksa bir evrenler arası geçişin sonucu olarak mı burada olduğunu sorgular. Cevap, fiziksel olarak yarattığı “kutu” adı verilen kuantum cihazında gizlidir. Çoklu Evren teorisine göre, her karar farklı bir evren yaratır ve tüm olasılıklar aynı anda var olur. Bu teorinin ışığında, Jason aslında kendi yarattığı cihaz sayesinde farklı bir evrende uyanmıştır.
Ancak mesele yalnızca yeni gerçekliğe alışmak değildir; çünkü bu yeni dünyada yalnızca tek bir Jason yoktur. Her biri farklı seçimler yapmış, farklı hayatlar yaşamış çok sayıda Jason mevcuttur. Bu durum, “Ben kimim?”, “Gerçek hayatım hangisi?” ve “Hangi hayat benim olmalıydı?” gibi felsefi ve varoluşsal soruları gündeme getirir. Jason, ailesine duyduğu sevgi ve onları geri kazanma arzusu uğruna bu karmaşık çokluevren yapısında yolculuğa çıkar.
Blake Crouch, Karanlık Madde’de bir adamın kendini arayışını sadece bilimsel bir zemin üzerinde değil, aynı zamanda duygusal ve ahlaki boyutlarda da ele alır. Romanda kayıp, pişmanlık ve kimlik temaları; bilimsel kuramlarla örülü bir çerçevede işlenir. Jason’ın hikâyesi, kendi seçimlerimizle nasıl bir kimlik inşa ettiğimizi ve bu kimliğin ne kadar kırılgan olabileceğini düşündürür. Kendi diğer versiyonlarıyla karşılaşması, insanın kendisiyle yüzleşmesinin ne kadar çetin olabileceğini gösterir.
Bu çok katmanlı anlatı, sadece bilimkurgu unsurlarıyla değil, aynı zamanda duygusal derinliğiyle de okuyucuyu sarsar. Jason’ın yaşadığı bu olağanüstü deneyim, aslında hepimizin içten içe sorduğu sorulara açılan bir kapıdır: Eğer farklı bir seçim yapsaydım kim olurdum? Ve o kişi gerçekten ben olur muydum?
