Listen

Description

Bu söyleşi, Yaşar Aksoy’un Ege Kültürü adlı eserinden derlenmiştir. Yazar, Ege'yi sadece bir coğrafya değil, uygarlıkların, direnişin, barışın ve kültürel sentezin beşiği olarak sunar. Kitap, antik çağlardan bugüne Ege’nin tarihini, toplumunu, doğasını ve kültürel zenginliklerini bütüncül bir bakışla işler.

Ege’nin adı ve doğası, aydınlığı ve medeniyetle ilişkisiyle başlar anlatım. Bölge, Homeros’un destanlarında yankılanan mitolojik bir anayurt, ilk coğrafyacının, ilk kadın amiralin, ilk paranın ve mimari düzenin doğduğu topraklardır. Troya’dan Efes’e, Bergama’dan Milet’e antik kentlerin kazıları; müzeler ve arkeolojik buluntular üzerinden, Ege’nin uygarlık tarihine yaptığı katkılar belgelenir.

Mitoloji ve halk anlatıları, bölgenin kültürel belleğinde canlıdır. Homeros’un etkisi, Zeybeklik kültürünün kökenleri, Simav Yarenliği gibi yerel geleneklerle iç içe geçmiştir. Zeybeklik sadece bir halk oyunu değil, Milli Mücadele’nin halk içindeki ifadesi, mertliğin ve yurtseverliğin simgesi olarak sunulur. Ünlü efelerin yanında kadın efelere de yer verilir.

Yaşar Aksoy, Ege kentlerinin kimliğini detaylandırır: İzmir, Aydın, Uşak, Manisa, Muğla gibi şehirlerin tarihi, isimlerinin kökenleri, yerel şenlikleri ve mimari dokusu anlatılır. Çeşme ve Karaburun gibi yarımadalar, özgün karakterleriyle tanıtılır. Yerel tarihçilerin çabaları takdir edilir.

Ekonomik tarih, bölgenin sosyal yapısıyla birlikte değerlendirilir. Osmanlı döneminde azınlık ve yabancı tüccarların egemenliğine karşı, Cumhuriyet’le birlikte gelişen milli iktisat anlayışı vurgulanır. İzmir İktisat Kongresi, ekonomik bağımsızlık fikrinin temelidir. İzmir Fuarı, kalkınmanın sembolüdür; Dr. Behçet Uz’un katkılarıyla bir “Ulusal Gurur Anıtı” haline gelir. 1950 sonrası sanayileşme süreci, kooperatif hareketleri ve EBSO gibi kurumlarla anlatılır.

Kültürel mirasın korunması gerekliliği öne çıkar. Müze ve kütüphanecilik çalışmaları, “Ege Kütüphanesi” çağrısıyla desteklenir. Ege türkülerinden yemek kültürüne, sanatçılarından yazarlarına kadar uzanan kültürel harita çizilir. TÜYAP İzmir Kitap Fuarı gibi etkinliklerin etkisi değerlendirilir.

Çevresel mücadeleler, kitabın önemli başlıklarındandır. Gökova Termik Santrali gibi doğa karşıtı girişimlere halkın direnişi, çevre bilincinin uyanışıyla birlikte sunulur. Yerel yönetimlerin doğayı koruma çabaları aktarılır. Çarpık kentleşme, göç, sosyal dönüşüm gibi konular, modernleşmenin getirdiği zorluklarla ilişkilendirilir.

Türk-Yunan ilişkileri, tarihsel ve güncel boyutlarıyla ele alınır. Şovenizmin zararları vurgulanır; barışçıl birlikte yaşam tecrübelerine yer verilir. Venizelos’un Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesi gibi simgesel olaylar, kültürel hafızaya işlenir.

Cumhuriyet dönemiyle birlikte, Ege kültürü modernleşme sürecine katılır. Kitap fuarları, sivil toplum kuruluşları (Ege Kültür Vakfı, Ege-Koop, Gümüşlük Akademisi), sanatçı ve bilim insanlarının katkıları bu sürecin yapı taşlarıdır.

Yazarın kişisel deneyimleri, seyahatleri, sohbetleri ve anıları metni canlandırır. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinden alıntılarla Ege’nin 17. yüzyıldaki hali, gelenekleri ve mutfak kültürü yansıtılır. Sözlü tarih çalışmaları ve halktan dinlenen hikâyelerle, yazılı kaynakların dışına taşan canlı bir kültür panoraması oluşturulur.

Ege Kültürü, tarihsel belgeler, arkeolojik veriler, sözlü tarih ve kişisel gözlemlerle beslenerek; Ege'nin çok katmanlı kültürel dokusunu, tarihsel derinliğini ve günümüzdeki sosyal dinamiklerini anlatır. Yaşar Aksoy, bu kültürü hem belgeleyen bir araştırmacı, hem de savunan bir aydın kimliğiyle sunar.