Siyasi gündemin tüm çalkantıları ve tartışmaları içinde değişmeyen bir gerçek var, o da milyonların yaşadığı derin yoksulluk ve geçim sıkıntısı. İşsizlik ve hayat pahalılığı ekonomik bir sorun olarak yaşansa da sebepleri de, sonuçları da, çözümleri de eninde sonunda siyasete dayanıyor. Dolayısıyla işçi sınıfının bunun farkına varmasının ve mücadelesini siyasallaştırmasının zorunluluk olduğu bir döneme gidiyoruz. Asgari ücrete zam yoksa, kamu işçisine, memura para yoksa kaynak olmadığından değil tüm kaynaklar sermayeye harcandığından, faize gittiğinden, emperyalizm tarafından gasbedildiğindendir. Vermediler, vermiyorlar, vermeyecekler. Almak zorundayız. Hakkını almak için sendikalaşan işçi işten atılıyorsa, direnen işçinin karşısına devletin polisi jandarması çıkıyorsa, sendikalı işçinin grevi devlet tarafından yasaklanıyorsa, o zaman iş ve ekmek mücadelesi de siyasi hale geliyor demektir.