Listen

Description

İşçi sınıfı uluslararası bir sınıftır. Nasıl ülkemizde mücadelenin her milletten memleketten insanı kapsaması gerektiğini söylüyorsak, Türkiye dışında başka ülkelerde işçilerin verdiği mücadeleleri de kendi mücadelelerimiz gibi görüp kazandıklarında sınıfımızın kazandığını, kaybettiklerinde bunun bizim de zararımıza olduğunu bilmemiz gerekir.

Hal böyle olunca, 21. yüzyılın ilk çeyreğinde kapitalist dünyayı kasıp kavuran büyük ekonomik buhranın orta yerinde yoksul bir ülkede cumhurbaşkanı seçimini bir Marksist adayın kazandığı haberine bütün sınıf bilinçli işçilerin kulak kabartması gerektiği açık. Marksist demek proletaryanın, yani işçi ve ücretli emekçi bütün kitlelerin iktidarı için mücadele eden demek. O zaman demek ki, bu yoksul ülkede işçi sınıfı iktidarı için mücadele eden bir hareketin, bir cephenin adayı seçim kazanmış demek. O ülkeden öğrenecek ne çok şeyimiz olabilir. Bu ülkenin adı Sri Lanka. Hindistan’ın güneyinde, Japonya gibi, İngiltere gibi bir ada ülkesi. Haydi bakalım Sri Lanka’dan bize Türkiye işçi sınıfına ne ders var?

Sri Lanka’ya bakın, devrimlerin, ayaklanmaların, halkın isyanının kudretine güvenin! Eksik olan halkta değil. Eksik varsa, kusur varsa, işçi sınıfı partisini inşa etmeyenlerde.

Biz ediyoruz. Devrimci İşçi Partisi halk ayağa kalktığında gür bir sesle “buradayız” diye haykıracak!

Yeni bir Syriza vak’ası

İşçi sınıfı ve emekçiler ellerinden geleni yaptılar. Karşılarında bulunan partiler arasında düzenle barışık olmadığını söyleyen, kapitalist sınıfın ayrıcalıklarını sorgulayan, İMF programının sert koşullarıyla mücadele edeceğini iddia eden, emekçi halkın yaralarını sarmayı vadeden bir sosyalist partiyi ve onun kurduğu cepheyi desteklediler. Onu yüzde 3’ten yüzde 42’ye, hatta yüzde 58’e taşıdılar. Şimdi başka bir düzene doğru yürüyüş başlayacağı umudu içindeler. İşçi sınıfı ve emekçiler ellerinden geleni yaptılar ama bu daha işin başlangıcı. Ve çok küçük bir başlangıç.

Sri Lanka Marksist hareketinin tarihinde JVP’nin yeri

Sri Lanka solunun tarihinin ilk büyük evresi, ülkenin henüz “Seylan” adını taşıyan bir İngiliz sömürgesi olduğu 1930’lu yıllardan bağımsızlığın elde edildiği 1948 sonrasında da devam ederek 1960’lı yılların ortasına kadar süren bir dönemdir. Bu dönemde ülkede dünyanın o sıralarda en güçlü devrimci Marksist partilerinden biri solda başı çekiyordu. Lanka Sama Samaja Party (LSSP - Sri Lanka Sosyalist Partisi) IV. Enternasyonal üyesi, Trotskist programa sahip bir parti idi. Bu partinin içinden çıkan Sri Lanka Komünist Partisi ise Sovyetler Birliği’nin uluslararası yönelişine tâbi bir parti idi. 1960’lı yıllarda Komünist Partisi’nin içinden Maocu eğilimde bir başka parti yavaş yavaş ortaya çıkmaktaydı. Bu evreye damgasını vuran Trotskist LSSP, 1960’lı yıllarda bazı bakımlardan kısmen solda bir program önermekte olan bir burjuva partisi ile sınıf işbirliğine yönelince bu evrenin sonuna gelindiği ortaya çıktı. Bu öyküyü 2022 devrimi üzerine yazdığımız yazılardan birinde etraflı olarak anlattık. Okurumuzun bu aşamada durup o yazıya dönmesini ve bu yazının gerisini o bilginin ışığında okumaya devam etmesini tavsiye ederiz.

Aragalaya’da sol

Üstelik seçim sadece seçim kampanyasında kazanılmamış gibi görünüyor. NNP ittifakının (Ulusal Halk İktidarı) en önde gelen iki sol partisi olan JVP ve Frontline Socialist Party (Cephe Hattı Sosyalist Partisi), elimizdeki (sosyalizme tamamen mesafeli duran) bir kaynağın aktardığına göre başından sonuna kadar “100 günlük” aragayala’nın (“mücadele”nin) içinde yer alıyorlar. Bu partilerin yanı sıra solcu öğrenci hareketinin birleşik örgütü olan ve Anthare adını taşıyan Üniversite Öğrencileri Federasyonu da çeşitli yürüyüş ve gösterilerde önemli bir rol oynuyor.

Ne yapmalı?