İmâm-ı Abdüllah Nesefînin “rahime-hullahü teâlâ” (Umdet-ül-i’tikâd) kitâbında, (Her mü’min uykuda da mü’min olduğu gibi, öldükden sonra da mü’mindir. Bunun gibi Peygamberler, öldükden sonra da Peygamberdirler. Çünki, Peygamber olan ve îmân sâhibi olan rûhdur. İnsan ölünce, rûhunda bir değişiklik olmaz) demekdedir. İnsan, beden demek değildir. İnsan rûh demekdir. Beden, rûhun konak yeridir. Kıymetli olan, ev değil, evde oturanlardır. Cebrâîl aleyhisselâm, Peygamber efendimize insan şeklinde görünürdü. Ekseriye, Dıhye ismindeki sahâbî şeklinde görünürdü. Eshâb-ı kirâmdan ba’zıları da, Cebrâîl aleyhisselâmı insan şeklinde gördüler. Cebrâîl aleyhisselâm insan şeklinden çıkarak, kendi şekline girince, rûh gibi olunca, yok oluyor denilemez. Şekl değişdirdi denilir. İnsan rûhu da, bunun gibidir. İnsan ölünce, rûhu bir âlemden başka âleme geçmekdedir.
Kıyâmet ve Âhıret / 238