Listen

Description

Bir kimse, kıyâmet günü kimler arasında bulunacak ise, kabr hayâtında da, onların arasında bulunur. Dünyâda iken kimleri seviyorsa, kimlerin arasında yaşıyorsa, kıyâmetde onlar ile berâber haşr olunacakdır. İmâm-ı Ahmed bin Hanbel “rahime-hullahü teâlâ”[1] dedi ki, (Mü’minlerin rûhları Cennetdedir. Kâfirlerin rûhları Cehennemdedir). Ba’zı âlimlere göre, Cennet-ül me’vâdadırlar. Bu Cennet, Arşın altındadır. Zinâyı âdet edinen, fâiz ve yetim malı yiyenlerin ve mezhebsizlerin rûhları Cehennemde azâb içinde olurlar. Üzerinde kul hakkı bulunanların rûhları Cennete girmez. Böyle günâh işliyenlerin ve zulm edenlerin rûhları da böyledir. Evliyânın “rahime-hullahü teâlâ” ve sâlih mü’minlerin ve Ehl-i sünnet kitâblarını yayanların rûhları kabrlerine gelerek, cesedlerini ziyâret ederler. Mü’minlerin rûhları birbirlerini ziyâret ederler. Bilhâssa, Cum’a gecelerinde konuşurlar. Mü’min vefât edip, rûhu semâya çıkınca, mü’minlerin rûhları gelip, dünyâda tanıdıklarını sorarlar. Vasiyyet etmeden ölenlerin rûhlarına konuşmak için izn verilmez. [Vasiyyetlerin en kıymetlisi, Ehl-i sünnet kitâbı hediyye etmekdir.]

Kıyâmet ve Âhıret | Sayfa : 383