Üstâd aramakdan maksad, islâmiyyeti öğrenmekdir. Onlardan görerek, i’tikâdda ve islâmiyyete uymakda kolaylık elde etmekdir. Yoksa, istediğini yapıp, istediğini yiyip de, mürşidin eteğine yapışarak azâbdan kurtulmak yokdur. Böyle sanmak, tam bir hayâle kapılmakdır. Kıyâmetde izn verilmeden kimse, kimseye şefâ’at edemiyecekdir. İzin alan da, râzı olduğuna şefâ’at edecekdir. Râzı etmek için islâmiyyete uymak lâzımdır. Bundan sonra, insanlık îcâbı kusûru bulunursa, ancak böyle kusûrlar, şefâ’atle afv olacakdır. Süâl: Kusûrlu olan, günâhı olan kimseden râzı olurlar mı? Cevâb: Allahü teâlâ, onu afv etmek isterse ve afv için sebeb araya korsa, o kimse, görünüşde günâhı bulunsa bile, elbette râzı olunmuşlardan demekdir. Allahü teâlâ hepimizi râzı olduğu kullardan eyliye! Âmîn. Tam İlmihal Se`âdet-i Ebediyye / 785