Listen

Description

Terâvîh nemâzı kılmanın fazîletini, emîrülmü’minîn hazret-i Alîden “radıyallahü teâlâ anh” sordular. Cevâbında buyurdu ki, (Her kim Ramezân-ı şerîfin birinci gecesinde terâvîh nemâzı kılsa, Hak teâlâ, o kimsenin bütün [tevbelerini kabûl ederek], günâhlarını bağışlar, ikinci gecesini kılan kimsenin ana babasının günâhları afv olunur. Üçüncü gece kılsa, melekler, o kula derler ki: “Sana müjdeler olsun, Hak teâlâ hazretleri senin ibâdetini kabûl buyurdu, istediğin şerefe kavuşdun, günâhlarını afv etdi.” Dördüncü gece terâvîh nemâzını kılınca, Kur’ân-ı kerîmi hatmetmiş gibi sevâb kendisine ihsân edilir. Beşinci gece kılınca, Mescid-i aksâda, Mekkede ve Medînede kılmış gibi, Hak teâlâ hazretleri sevâb ihsân eder. Altıncı gecesi kılsa, Beyt-ül ma’mûru tavâf etmiş gibi, yedinci gecesi kılsa, Fir’avn ile yapılan gazâda bulunmuş gibi, sekizinci gece kılsa, Bedr muhârebesinde Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ile bulunmuş gibi, dokuzuncu gecesi için hazret-i Dâvüd aleyhisselâm ile berâber ibâdet etmiş gibi, onuncu gecesi için, dünyâ selâmet ve se’âdeti ihsân edilir.)

Ramezân-ı şerîfin sonuna kadar olan bütün gecelerin böylece ayrı ayrı birer fazîleti ve yüksek derece ve sevâbları vardır. Böylece âdâb ve erkânına riâyet ederek, orucu tam olarak, bütün a’zâları ile tutup, terâvîh nemâzlarını kılarak ve harâmlardan sakınarak otuzuncu gecesini ikmâl edince, Hak teâlâ hazretlerinin emri ile, Arş-ı a’lânın altından bir sözcü hitâb ederek der ki: Her gece terâvîh kılan kullar Cehennemden kurtulmuş kullardır.

Korkdukları Cehennemden kurtulup arzû etdikleri ni’mete, Cennet ve cemâl-i ilâhîye nâil oldular. Hak teâlâ hazretleri, azamet-i şâniyle buyurur ki, izzim ve celâlim hakkı için, bu kullarıma afv ile muâmele eyledim. Bundan sonra, Hak teâlâ hazretleri emr eder, o kullara birer berât yazılır. Bütün kadın ve erkeklerden, bu şartlar dâhilinde ibâdetini ifâ ederek, cenâb-ı Hakkın bu lutfuna muhâtab olanlara, Cehennem azâbından kurtulup, sırâtı kolaylıkla geçmek için, ellerine birer berât verilir.

Öyle ise, hulûs ve i’tikâd üzre Ramezân-ı şerîf orucunu tutup, kazâ nemâzlarını ve sonra terâvîhleri edâ ederek ve harâmlardan kaçınarak, cenâb-ı Hakkın rahmetine kavuşalım.

İslâm Ahlâkı | Sayfa : 433