Sabah, Gebze treni uykumdan geçti. Düşlerimde hâlâ bekârdım. Bomboş bir kompartımanda uyandım. Tazeliğimi bir fincan bayat kahvenin insafına bıraktım. Pencereden, gece boyu ağlayan sokağa baktım. Aynı çirkin manzara her gün başka sözler söylüyor. Duvar kirli beyaz badana, doğramalar havai mavi, alnımda bir bandana. Kedi yumurtanın sarısını sevmiyor. Tesisat eski, tazyik az; sanki damlalıkla duş aldım. “Daracık Sokaklar”ı dinledim;