Oyun teknolojileri ve mobil cihazların yaygınlaşmaya başladığı ilk günlerden beri, kişisel verilere erişim vb. konular, sıklıkla gündem teşkil etmekte. Evveliyatı çok daha geriye dayansa da, son kullanıcı ve kamunun ilgisine açık şekilde konunun gündeme geldiği ilk büyük tartışma, büyük oyun geliştirici firmaların iştirak ettiği geleneksel E3 fuarının 2013 yılı etkinliğinde baş gösterdi. Microsoft yetkilileri, etkinlik esnasında duyurduğu Xbox One isimli konsolunun, daha önce Xbox 360’lar ile uyumlu çalışan Kinect isimli aparatla birlikte satılacağını ve Kinect’in bağlı olmaması halinde, konsolun çalışmayacağını ve açılmayacağını açıkladılar. Bu durum sektörde ve oyun meraklıları nezdinde büyük infiale sebep oldu. Zira, Kinect isimli aparat; konsolun kızıl ötesi tarama yapabilmesine, insan hareketini algılamasına, yüz tanıyabilmesine izin vermekte ve kullanıcının hesabına giriş yapabilmesi için elle şifre girmesi yerine, -sözde kullanımı kolaylaştırmak amacıyla- kullanıcının ekran karşısında yüzünü okuyarak hesabına erişip konsolun çalışmasını sağlamaktaydı. Konsolun güç kaynağına bağlı olduğu müddetçe Kinect pasif olarak çalışmakta, kullanıcı TV karşısına oturduğu an otomatik olarak konsolu devreye sokmaktaydı. Kullanıcı kitle arasında, Microsoft tarafından özel hayatlarının gözlenebileceği korkusuna sebep olan bu durum, aslında boşa bir endişeden kaynaklanmamaktaydı. Zira bir önceki Xbox 360 isimli konsol için üretilmiş olan Kinect isimli aparat, 2010 yılında üçüncü şahıslar tarafından hack’lendi ve Microsoft’un bu durumla ilgili yasal mercilere başvurup başvurmadığı bilinmekte.