Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, diyarın birinde Çoban Ahmet adında biri yaşarmış. Çoban Ahmet’in yaşlı babası avcıymış. Bir gün babası "Oğlum. Vakti zamanı gelince sen de benim gibi avcı olacaksın. Sakın ola ki, şu karşıdaki dağa gitme!" diye vasiyette bulunmuş. Kısa bir süre sonra Ahmet'in babası ölmüş Günler günleri kovalamış. Ahmet o kadar üzgünmüş ki, babasından miras kalan ok ve yayı alıp ava çıkmış. İşte o günden sonra bizim Çoban Ahmet olmuş Avcı Ahmet. Bir gün Avcı Ahmet avlanmaya gitmiş. Sabahtan akşama kadar hiçbir şey avlayamamış. Dolaşırken babasının gitme dediği dağı görmüş. Merak etmiş, neden babası o dağa gitmesini istemiş. Ertesi gün sabahleyin Avcı Ahmet merakına yenilip dağa doğru bir yolculuğa başlamış.