Bir varmış, bir yokmuş... Evvel zamanda güzel mi güzel bir köy varmış. Köy olur da tavuğu horozu olmaz olur mu! Bizim horoz da bir kümeste yaşarmış. Bir gün kümeste dolanırken yerde altın renginde parlayan bir şey görmüş. Yaklaşıp bakmış ki, bir mısır tanesi. Hemen mısır tanesini almış, kümesten çıkmış. Oraya mı saklasam, buraya mı saklasam derken mısır tanesi yola fırlamış. Tam o sırada sarayın arabası yoldan geçiyormuş. Mısır tanesi, saray arabasının tekerine yapışıp arabayla birlikte saraya doğru bir yolculuğa başlamış. Horoz durur mu! O da mısır tanesinin peşine düşmüş...