Listen

Description

Program konuğu Marksist sosyolog doktor Emrah Doğan Zıraman'dı.

H. Selim Açan sohbeti açarken, var olduğu sürece kapitalizmi üreten bir olgu ve mekanizma olarak meta ve meta dolaşımının kapitalizme geri dönüş süreçlerinde oynadığı hayati rolün genellikle gözden kaçırıldığına dikkat çekti. Fakat içinden çıktığı kapitalist toplumun lekelerinden iradi kararlarla, kararname ve yasaklarla bir çırpıda kurtulamayacak olan sosyalizmin aynı zamanda bir geçiş dönemi olduğunu hatırlatarak bu bataklığın kurutulmasının ister istemez zaman alacağını hatırlattı. Bu alt çizmelerinden altından konuğuna öncelikle meta dolaşımına bir son vermenin tayin edici adımlarının neler olduğunu sordu. Bu bağlamda ütopik sosyalistlerin özellikle de Robert Owen’ın bu yöndeki pratik girişim ve projeleri komünistler açısından günümüzde de bir esin kaynağı olabilir mi diyerek sorusunu tamamladı.

Emrah Doğan Zıraman, sorunun cevabına giriş olarak önce teoriye- düşüncelere dönmemiz gerektiğini belirterek sözlerine başladı. Bunun ilk olarak sorunun kaynağını görebilmemiz için gerekli olduğunu belirtti. Bu noktada günümüzün genç sosyalistlerinin “Marx ve Engels sosyalist ve komünist toplumlara dair neden ayrıntılı bir yol haritası ortaya koymadılar” sorusunu çok sık sorduklarını belirterek bunun gerisinde bilimsel çözümlemeyle ütopizm arasındaki farklılığın yattığına dikkat çekti. Marx ve Engels’in bilimsel tutum ve yöntemlerine dair hatırlatmaların ardından meta dolaşımını ortadan kaldırabilmek için meta dolaşımını var eden ilişkilerin ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı. Hegel’e atıfla amaçlara ulaşmanın eldeki araçlarla olanaklı olduğunu hatırlatarak meta dolaşımını ortadan kaldırmanın ilk adımı olarak siyasal iktidarın ele geçirilmesiyle eldeki iktidar aracını kullanarak üretim araçlarını toplumsallaştırmanın zorunluluğunun altını çizdi. Ardından metanın, kullanım değerinin değişim değerine dönüşmesiyle ortaya çıktığını hatırlatarak bolluk üretecek bir mekanizmanın ortaya çıkmasının gereği üzerinde durdu. Yanı sıra emeğin değerinden söz etmenin meta olgusunu kabullenmek anlamına geldiğini belirtti.

Bu noktada H. Selim Açan, “Emek en yüce değerdir” sloganını kullanan sosyalistlerin de düştükleri yaygın bir yanlışa dikkat çekerek “emekle değer kavramını yan yana getirdiğiniz anda siz aslında meta üretimini savunuyorsunuz demektir” uyarısında bulunarak söze girdi. “Emek dahil bir ilişkiye değer kavramını soktuğun anda o ilişki meta özelliği kazanır, kapitalist bir ilişki haline gelir” dedi. (...)