Emeğin Sesi’nin
bu bölümünde Celal Özkızan, Münür Rahvancıoğlu ve Umut Ersoy, son yıllarda
çokça kullanılan “savaşların kazananı, acıların bayramı olmaz” sözünü
tartışıyorlar.
Savaşların
kazananı yoksa, 1974’te adımızı bölen NATO savaşın kazananı değil miydi?
Savaşlar her zaman
iki taraftan ibaret midir?
Her bayramın
arkasında bir başkasının acısı yok mudur?
Barış sadece bir
çatşmasızlık durumu mudur?
Kulağa hoş gelen
bu söz, yaşamın pratiğinde sınanıyor mu?
Şiddet
uygulayıcısı erkeğe karşı özsavunma hakkını kullanan kadın, şiddet uygulamış
olur mu?
Sınıf savaşının
kazananı da mı yoktur?
Yoksullaştırma,
işsiz bırakma, elektriksiz bırakma da bir şiddet uygulama biçimi değil midir?
Somut koşulların
somut analizi yapılmadan niyet edilen söz yaşamla buluşabilir mi?
Bu yaklaşım ezilenleri
ezenler karşısında savunmasız mı bırakıyor?