Bu seferki âyetimiz, Tahrîm Suresinin 8. âyet-i kerimesi.
Allahû Tealâ buyuruyor ki:
66/TAHRÎM-8:
Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler)! Allah’a Nasuh Tövbesi ile tövbe edin! Umulur ki Rabbiniz, sizin günahlarınızı örter ve sizi altından nehirler akan cennetlere koyar. O gün Allah, nebîleri ve O’nunla beraber olanları mahzun etmez. Onların nurları, önlerinde ve sağlarında koşar. “Rabbimiz, bizim nurumuzu tamamla ve bize mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir). Muhakkak ki Sen, herşeye kaadirsin.” derler.
“yâ eyyuhâllezîne âmenû tûbû ilâllâhi tevbeten nasûhâ(nasûhan).”
yâ eyyuhâllezîne âmenû: Ey onlar ki âmenûdurlar.
Yani: “Ey âmenû olanlar!”
Âmenû olmak 7 kademelik bir olaydır.
*Allah’a ulaşmayı dilediğiniz zaman âmenûsunuz yani îmânın sahibisiniz; bu 1. kesim.
*Mürşidinize ulaşıp tâbî olduğunuz zaman gene âmenûsunuz; ama mürşidine ulaşmış olan birisisiniz; 14. basamaktasınız.
*Ruhunuzu Allah’a ulaştırdığınız zaman gene âmenûsunuz; ama ruhunu Allah’a ulaştırmış bir âmenû olan kişi.
*Fizik vücudunuzu teslim ettiğiniz zaman gene âmenûsunuz; âmenûluğun 4. kademesindesiniz.
*Nefsinizi Allah’a teslim ettiğiniz zaman gene âmenûsunuz; 5. kademe.
*Muhlis olduğunuz zaman ve nasuh tövbesiyle tövbe ettiğiniz zaman gene âmenûsunuz; 6. kademesindesiniz.
* Ve buradaki nasuh tövbesinden sonra salâh makamına mutlaka geçersiniz.