Melis Tufur hem yazdı, hem seslendirdi:
"Tek adam rejimi için referandum kararı alındığı dönem, nasıl olur da onca darbeye dayanmış parlamenter demokratik rejim bir insanın iki dudağı arasına sıkıştırılabilir; nasıl olur da insanlar demokrasiden bu kadar kolay vazgeçebilir; nasıl bu deli saçması fikir referandum konusu olabilir diye evde saçımı başımı yoluyordum. Öfke ve üzüntü ile ağlarken dokuz yaşındaki kızım yanıma geldi ve neden ağladığımı sordu. Ben de referandum konusunda endişeli olduğumu anlattım. O zaman benim işten geç gelmeme bile bozuk atan küçük kızım bana “Git onlara (halka) ‘Hayır’ demeleri gerektiğini söyle.” dedi. O gün benim için dönüm noktasıydı, kızımın sözünü tuttum ve Halkevi’nden İz Grubu’na, Seçim Süreci Meclisi’nden yaşadığım ilçenin muhalif partilerine kadar tüm çevrelerle iletişime geçtim. Düzenli toplantılara, iletişim eğitimlerine katıldım. Arkadaşlarımla ev ziyaretlerinde, pazarda, sokakta, sahilde, parkta, fuarda, festivalde, nerede insan varsa biz de orada koşuşturduk durduk; konuşabildiğimiz kadar insanla konuştuk."