Yine geldi hazan mevsimi Eylül, aldı götürdü beni o geceye. Hani, Ahmet Davutoğlu’nun, “defterleri açarsak insan içine çıkamazlar,” dediği zamanlara. 1 Kasım 2015 seçimleri öncesiydi, ülke kan gölüne dönmüş, patlayan bombaların aldığı canlar kor olup yüreklere düşmüştü.
Açılım sürecinde şehirlerde kolaylıkla örgütlenen PKK’nın, kırsalda ise büyük bir eylem için hazırlık yaptığına dair duyumlar yoğunlaşmıştı.
Kato Dağında serin ve karanlık bir eylül gecesi PKK’nın Kandil’den özel olarak gönderdiği yaşlı örgüt mensupları son motivasyon konuşmalarını yapmış ve “Fedai Timlerine” başarılar dilemişlerdi. Hedefleri ilçeyi ele geçirmek, Beytüşşebap Komando Alayı’nı, Kaymakamlığı, Adliyeyi, Emniyeti yerle bir etmek, devletin varlığını geçici de olsa ortadan kaldırmaktı.
24 Eylül gecesi saat 23:00 sularında yaklaşık 500 PKK militanı ilçeyi dört koldan kuşattı ve taciz atışlarıyla saldırıya başladılar. Gece boyu süren çatışmalarda, özellikle Beytüşşebap’a kuş bakışı konumda olan “stratejik” Bayrak Tepesinde şiddetli çatışmalar yaşandı. Komando Alay Komutanı Ali Albayın sevk ve idaresinde devam eden çatışmaları, insansız hava aracının kamerasından, adeta parmaklarımızı ısırarak izliyorduk. Saat 05:00’e doğru çatışmalar ilçenin her yerine yayılmıştı, terör örgütü var gücüyle yükleniyordu. Abartısız söylüyorum, göğüs göğüse ve şiddetli çatışmalar yaşanıyordu.
Zihninizde canlandırabilmeniz için bir örnek vereyim: O dönem Beytüşşebap’ta görev yapan hâkim ve savcılar adliyeyi teslim etmemek için sabaha kadar çatıştılar. Tüfekle ateş etmekten ötürü bazılarının omuzları morardı, hemşireler ve zabıt katibi bayan memurlar sabaha kadar şarjör değiştirmekten, mühimmat taşımaktan, namluları ısınan tüfeklerin yedeklerini getirmekten bitkin düştüler. Saldırı esnasında yaşanan her ayrıntıyı paylaşmak, görünen/görünmeyen bütün kahramanların isimlerini tek tek yazmak isterdim, ama onların izni olmadan ayrıntılara giremem. Beytüşşebap’ta o gece, bu saldırıyı püskürten Alay Komutanı, Kaymakam, Hakim, Savcı, jandarma personeli, emniyet personeli, istihbarat personeli diyebilirim ki, vatanın namusunu kurtardılar.
PKK gerçek anlamda bir hezimet yaşadı. Kayıplarının basına yansıyandan daha fazla olduğunu bizzat örgüt içi şifreli mesaj çözümlerinin yer aldığı raporlarda okudum.
Beytüşşebap Saldırısı Ne Anlama Geliyordu?
Yazının Devamı: https://www.pugat.org/terorle-mucadele/2021/09/18/beytussebap-baskini/