Kaç ölçek kim bilir gözyaşı borcum birikti geleceğe
Duyuramadım sesimi hiç kimseye,
Hiçbir iklimde.
Mademki yalnızlık hep vardı derim,
Keşke ilk yaratılan ben olsaydım dünyada
Ve uçurumun dibindeki adsız bir çiçek gibi,
Aşkı ilk yaşayan da ben olsaydım sudaki gölgemle baş başa
İnceliği kim kime öğretti bilinmez ama,
İncitmemişlerdi birbirlerini bakışlarıyla sonuçta
Ne olurdu sanki ilk sözcüğü ben haykırsaydım sağır kayalara?
Sesimin yankısı bir yanıt verirdi belki bana.
İlk ölen ben olsaydım, doğduğumu sanarak bir başka aydınlığa?
Madem çok küçüğüm
Yok gibiyim aslında,
Keşke ben,
Zaman olsaydım,
İçime evren dolardı gözlerimi her açışta boşluğa
Yetmedi suyun
Derenin
Irmağın
Çatlayan kalpleri
Yetmedi
Yetmez öyleyse benim de kalbim!
Yetmez deniz olmaya!
Sen gündüzü ve ışığı seversin,
Ben akşamı ve geceyi.
Sen sabah gündoğumunda ve gündüz yazarsın
Ben akşam gün batarken,
Ve gece yazarım
Demiştik ya, farklı iki dağdan aşağı inip, ovada buluşmak gibi
Herkesin dağı kendine göre güzel,
Herkesin dağının karı daha ak.
Dağların karını mendile sarıp eritmeden, düz ovada paylaşmayı öğrenmek gerek derim
Anlamasan da olur
Kimse anlamasa da olur
Gerçek hürriyet budur
Ben anlıyorum
Anlatamasam da olur
Her evde kitaplar asılıydı
Okuyan kimseyi göremedim
Okusa da, anlayanı görmedim
Saptım kendime
Hayırlar,
Nakışlar,
Kusurlar işledim
Ay denize düştü, ben ıslandım
Merakla sustum
Belki susmak mavidir diye
İlmektir boynumdaki
Ama ben kimsenin kölesi değilim
Tarantula yazdılar diye göğsümdeki yaftaya,
Tarantulaymış benim adım diyecek değilim
Yüreğime gömülü camdan bir güldür özlem
Işığı görünce başı dönen öylesine incinmiş bir güldür ki,
Yapraklarını içine katlayarak gizlenir güneşten
Sen çıkardın utancını duvara astın
Ben masanın üstüne koydum kuralları
Sonuçta kendini nasıl seviyorsan,
Öyle öğretirsin başkalarına seni sevmeyi
Varamayacağın yerlere de git düşüncelerinle korkma
Düşünmekle yitirmez kendini insan
Bilgiyi ağır bir yük gibi değil,
Hava gibi çekmelisin içine kolayca
Ve yorgun bir anında sırtını bir şeye yaslarsan,
Yaslandığın bir insan mı
Bir ahlat ağacı mı
Ot bir minder mi,
Yoksa bir kaya parçası mı iyi tanı
İnsanın içine gireceği en iyi beklentinin, en kötüden sakınmak olduğunu biliyorsun
Biliyorsun,
Gerçek acıtır
Ama sırlar öldürür
Olağanüstü bir varlıksın
Bilmek istediğinden daha azını bildiğin gibi,
Bildiğini düşündüğünden daha fazlasını da biliyorsun
Biliyorsun çünkü,
Yumuşak sertten daha güçlüdür
Su kayadan daha güçlü,
Sevgi zorbalıktan güçlüdür
Dünyada bir başına olmak şaka konusu yapılmaz, biliyorsun
Aktığın nehir nereye taşır seni?
Nerede kalır incelmiş kumun?
Kıyıya vuran dalga arınır mı senden?
İnsana en çok şiir yakışıyor,
Yeryüzüne yağmur,
Gökyüzüne mavi
İnsana vefa yakışıyor,
Yüreğe sevda
Gözlere haya
En çok yaşamak yakışıyor,
İnsanca,
Sevdaca,
Duruca...