Son sözcükler dökülürken
Ben yine sana yazıyorum.
Merhaba
Belki de bu son mektubumdur,
Bir öncekinde de aynı sözü vermiştim kendime, tutamadım.
Çünkü hala sendeyim ve seni bir türlü unutamadım.
Olsun...Belki bir sonrakinde vazgeçeceğim sana yazmaktan,
Adını yad etmekten,
Her şiirde seni okumaktan.
Her şeye rağmen güzeldir hayat,
Güzeldir nefes almak,
İnsan yok etse de doğayı
Ağaçlar, denizler, kuşlar güzeldir.
Sabah erkenden kuşların sesi güzeldir
Güneşin doğuşu ve batışı,
Ay karanlığında denizi seyretmek,
Rüzgarı hissetmek güzeldir.
Hayır...Sana kendimden bahsetmeyeceğim.
O kadar ileri gitmem ben,
Hukukumuz var seninle, bilirim.
Olacak olan benim ittirmemle olacaksa, zaten olmasın.
Kendimi hatırlattığım sürece var olacaksam, zaten unutulayım.
Ben sana hep doğruları anlattım.
Bence doğadan bahsedelim.
Bizden daha saf ve temiz gökyüzünden bahsedelim
Kendimi avuttuğum maviliğinden daha mavi,
Pınarlardan bahsedeyim...Yüreğinden daha berrak
Daha neleri anlatayım sana ?
Bir de gecelerden bahsedeyim
Yüreğinden daha kara,
Bende bıraktığın izden bahsedeyim.
Eğer bir şey unuttumsa anımsat bana, tersinden okuyayım yaşamımı
Dünyayla benim aramda kalan bütün çığlıkları haykırayım
Sözcükleri eğrilsin, yeniden dokumak için
Yarım kalmasın bu oyun. Hiç kimse kaçamasın kendinden.
Eğer bir şey yarım kaldıysa,
Söyle, tamamlayayım
Gecenin ardından gelmemiş bir sabah,
Evine dönmemiş bir adam,
Bir delikanlının sevgilisine söyleyeceği son bir aşk sözü...
Dünyada yapacak bir şeyim olduğuna inandır beni.
Bu taşta, bu çiçekte bir payım bulunduğuna.
Madem ki gökyüzü şimdi böyle engin,
Ve sözcükler böylesine yalındır,
Bir kez daha aç kapıları sonuna kadar... Yeni sorularla sarıp sarmala beni.
Göğün denizle birleştiği o yerde umarım kalmıştır...
Veya vazgeçeyim yazmaktan
Belki de en iyisi susmak!
En iyi susmak,
Belki daha sonra yazmak....