Ey Heybetli dağ!
Aşkımı sana bıraksam taşır mısın?
Ey gökte uçan Anka!
Aşkımı özgürce uçurur musun?
Ey gökyüzünün karanlığını aydınlatan Ay!
Aşkıma ışık olur musun ?
Ey sevgili!
Aşkımı yüreğinde bir ömür yaşatır mısın?
Ey sevgili! Her güzelde bir kusurun bulunması adettendir ama
Senin ay gibi parlak yüzünde bir kusur göremedim
Derdimi,
Ey yâr! derdim
Kimse yok benden yana
Gönlüme derdim
Gönlüm dahî senden yana
Ey sevgili derdimi söylerdim ama kimse yok benden yana
Derdimi gönlüme söylerdim ama o bile senden yana
Heyhat!
Mum gibi erimiyorsa insan, yanıyorum dememeli.
Yanmaktan korkuyorsa kişi, aşk kapısından girmemeli
Ya kor yürekli olmalı insan
Ya da kor barındıracak kadar yürekli...
Ey Sevgili! Beni koydun ya cennetine
Sen'i göremediğim cenneti ben neyleyim?
Ben dünyada sana benziyor diye âşık oldum maşukuma
Ona doğru attığım her adımda, Sana geldim.
Ve şimdi...
Sen yoksan,
Cennet bir damla su,
Bir yığın ağaç,
Bir kara taş,
Bir kuru toprak...
Vakit güz...
Ağaçtan yere düşen her bir yaprakta,
Beni düşündüğünü düşüneceğim...
Yaprak gazel olmuştur o ân
Yere düşen yaprak gazel ise,
Bende sana ait yeşeren umutlar ise,
O ağaçtır.
Ben bir ağaç,
Sen bir yaprak...
Karar senindir Ey sevgili
Gitmek için vaktin belli
Güz vakti..
Ben hâlâ senin için
O koca çınar olacağım
Bir dosttan öğüt almayıp, kendimi aşka bıraktım.
Benim kendime ettiğimi hiçbir düşman etmez bana.
Bir nefes için bin cân fedâ etsem nolur?
Nice demlerdir, esirdir gönül
Sevgilinin varlığını yağma eyleyen aşk mıdır?
Ve sonrasında cansız göğsüm içinde,
Gelişi ile bana tekrar can veren aşk mıdır?
Ey sevgili!
Öyle bir nursun ki, güneş ve ay ışığını senden alır
Tut ki, iki noktayız birbirinden uzak
Tut ki, nefesinim!
Beni içine çekmezsen öleceksin
Tut ki, Nuh kadar yaşadın zor bela
Ayaklarının altındaki zemini hisset ki, gözlerin yıldızları bulabilsin.