Doğrultup belimizi kalktığımızdan beri iki ayak üstüne,
Kolumuzu uzunlaştırdığımızdan beri bir lobut boyu
Ve taşı yonttuğumuzdan beri
Yıkan da, yaratan da biziz,
Yıkan da yaratan da biziz bu güzelim, bu yaşanası dünyada
Çocuklar ölebilir yarın
Hem de ne sıtmadan
Ne kuş palazından
Düşerek de değil kuyulara falan
Çocuklar ölebilir yarın
Çocuklar sakallı askerler gibi ölebilir yarın
Çocuklar ölebilir yarın atom bulutlarının ışığında
Arkalarında bir avuç kül bile değil
Arkalarında gölgelerinden başka bir şey bırakmadan
Negatif resimler boşluğun karanlığında
Bir deniz görüyorum
Ölü balıklarla örtülü bir deniz.
Negatif resimcikler boşluğun karanlığında,
Çocukların avuçlarıyla birlikte yok olan.
Bir şehir vardı.
Yeller eser yerinde
Beş şehir vardı
Yeller eser yerinde
Yüz şehir vardı
Yeller eser yerinde
Yok olan şehirlere şiirler yazılmayacak,
Şair kalmayacak ki
Pencerende bir sokak bulvarlı
Odan sıcak
Ne ak yastıkta üzüm karası saçlar,
Ne paltolu adamlar,
Ne karlı ağaçlar.
Penceren kalmayacak,
Ne bulvarlı sokak,
Ne ak yastıkta üzüm karası saçlar,
Ne paltolu adamlar, ne karlı ağaçlar
Ölülere ağlanmayacak,
Ölülere ağlayacak gözler kalmayacak ki..
Eller kalmayacak
Güneye götürmeyin beni,
Ölmek istemiyorum...
Ölmek istemiyorum,
Kuzeye götürmeyin beni...
Batıya götürmeyin beni,
Ölmek istemiyorum...
Ölmek istemiyorum
Ekmek hepimize yetmiyor,
kitap da yetmiyor,
Ama keder dilediğin kadar,
Yorgunluk da göz alabildiğine
Hürriyet hepimize yetmiyor
Hürriyet hepimize yetebilir
Ve sevda kederi,
Hastalık kederi,
Ayrılık kederi,
Kocalmak kederinden gayrısı aşmayabilir eşiğimizi
Kitap hepimize yetebilir
Ormanlarınki kadar uzun olabilir ömrümüz.
Yeter ki bırakmayalım, yaşanmamış günlerimiz yok olmasın çocukların avuçlarıyla birlikte,
Boşluğun karanlığına çıkmasın negatif resimcikler,
Yeter ki ekmek ve hürriyet yolunda dövüşebilmek için yaşayabilelim...
Sizi çağırıyorum :
Kitaplar, ağaçlar ve balıklar için,
Buğday tanesi, pirinç tanesi ve güneşli sokaklar için,
Üzüm karası, saman sarısı saçlar ve çocuklar için.
Çocukların avuçlarında günlerimiz sıra bekler,
Günlerimiz tohumlardır avuçlarında çocukların,
Çocukların avuçlarında yeşerecekler.