Saadet zamanı
Avluya doğru oturmuşuz
Sen ve ben
Endamımız çift,
Suretimiz çift,
Ruhumuz tek,
Sen ve ben
Bulandıran palavralardan azade, gamsız bir keyif
Sen ve ben,
Ne sen varsın ne de ben,
Bir olmuşuz aşk elinden
Bu dünyada senin gibi temiz biri yok
Güzel yok,
Latif yok,
Tezcanlı yok
Bu yolda çok olur dil uzatmalar
Sen bizle nasılsın?
Artık korkuya mahal yok
Hata yapmak bizde istemediğin kadar
Kötü şöhret, aşk, coşku, sarhoşluk çokça var
Bunların arasında maksat sensin
Yakınma hiç boşuna
Sen varsan, her şey var
Hoştur bana senden gelen
İnsanın değeri ne ile ölçülür; bilir misin? Aradığı şeyle! İnsan neyi ararsa ona layıktır
Senden taze
Senden yeşil olmaz bahar
Senden daha parlak olamaz mehtaplar
Senden güzel uyanan seher yoktur!
Senden daha tatlı bir şeker nerde var?
Sen cansın,
Sen cihansın
Cihan, ancak seninle hoştur.
Hoş olmayan her şey, seninle hoştur
Güzeldir
Huzurludur
Her kim ki azda çokta gözü yok
Zenginlikmiş,
Yoksullukmuş derdi yok
Hiç gökyüzü,
Kendi başından dönme sevdasını çıkarabilir mi?
Yeryüzü de teninden titremeyi hiç giderebilir mi?
Göklerin yolu, senin gönlündedir
Gönül, senin yerini tutacak bir kimseyi asla aramaz
Senin vuslat gülünden başka, hiçbir gülü asla koklamaz
Aşkta konuşma, aşktan bahsetme yoktur
Aşkı yaşamak vardır
Aşkta inlemek,
Gözyaşı dökmek vardır
Bu gözyaşları sana kafidir
Ey sevgili!
Nu-Man O To/ Divan-ı Kebir- Mevlana