Listen

Description

Bir dolunay gördüm

Beni yaşamaya çağırdı

O kadar çok sevdim ki Ayı

Güneş doğunca uyandım

Kaybederken kazanmayı şiirde gördüm

Öyle bir harp meydanına döndü ki ömrüm...

Anladım ki, insan kendi söküğünü dikemiyor

Hatta hep en bildiği yerden imtihan oluyor

Neyden korktuysa başına o geliyor

Herkese iyi geldiği noktadan kendine iyi gelemiyor.

İlmi, beceresi hangi alanda ilerleme katettiyse bu yerden yere düşüveriyor.

Dizleri kanıyor...

Söküğünü senden başkası dikemez

Kalbini senden başkası toparlayamaz...

Umut bahçeni senden başkası sulayamaz

Öyle parçalandım ki-ömrümde- Sevgiyle öfke arasında,

Sevgimi öfke vurdu

Öfkemi sevgi kaçırdı

İçim parçalandı arada

Sanki içimden, bileğim değil,

Bir dal kırıldı

Nerdeyse dünyaya değil,

İnsanlara değil,

Kendime sevgim azaldı.

Beklemek lazım...

Gönlü hoş tutanı,

Gönülde yer bulanı,

Başka gönülde gözü olmayanı

Anladım ki, aşk gözlerini kaybetmekti zaten

Sesini kaybetmekti,

Tümden kaybolmaktı

Başkasının gözünden bakıp, ağzıyla konuşmaktı.

Çok korkardım babamdan

Hatta çoğu zaman, babamdan mı yoksa Allah'tan mı daha çok korktuğumu ayırt edemezdim

Sonra herkesin akıllı olmasını beklemenin çok uzun süreceğini anladım...

Bir de bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini

İnsanların değişmeyeceğini...

Onları değiştirebilecek kimsenin bulunmadığını

Ve bunun için çaba göstermeye değmeyeceğini

Dünyada hiç­ bir şeyi kalmayan bir insanın,

Kısa bir an için de olsa,

Sevdiği insana ilişkin düşüncelerle ne kadar mutlu olabileceğini anladım

Anladım ki aidiyet, kan bağından önce gelen bir şeydir.

Ölümü gözlerimle gördüm

Anladım nedir

Her ölüm bizden bir şey alır götürür derler ya...Sanmam!

Her ölüm galiba, gidenlerden bir şeyler bırakıyor! Ağır şeyler

Çünkü hayat, birinin tüm kalbiyle senin yanında olduğunu bildiğinde güzelleşiyor

Güzel olduğunu öğreneceksin sevdikçe

Öyle bir seveceksin ki, yüreğinden kimse ayıramayacak

Ve öyle birini seveceksin ki, seni gözleriyle bile aldatmayacak

Rüzgarlı bir kıyıda, sevinç içinde Yaşamak dururken, düşünmek niye?

Tut ki, koyverdin kendini rüzgara

Tut ki, yıllarca süren bir geceydi senden öncesi

Tut ki, allı dallı bir uçurtmasın sen

Çok tatlı bir düş görürken birden,

-Öyle de mutlusundur ki-

Düş düşüverir onuncu kattan

Böyle düşlerdir hep ömrümüzce süren

Hatıraların çevrende kol gezerken,

Etrafına iyice bak!

Bak ki, ele avuca gelebilenleri yörüngende tut,

Sana yük olanları ise, her bir yöne savur

Dostlar ırmak gibidir

Kiminin suyu az,

Kiminin çok

Kiminde ellerin ıslanır yalnızca

Kiminde ruhun yıkanır boydan boya

İnsanlar vardır, sakin akan bir dere...

İnsanı rahatlatır,

Huzur verir gönüllere.

Yanında olmak başlı başına bir mutluluk.

Sesinde,

Görüntüsünde tatlı bir durgunluk...

İnsanlar vardır

Çeşit çeşit

Tip tip

Her biri başka bir karaktere sahip.

Görmeli,

İncelemeli, doğruyu bulmalı.

Her şeyden önemlisi insan, insan olmalı...

İnsanlar vardır

Berrak, pırıl pırıl bir deniz.

Boşa gitmez ne kadar güvenseniz...

Dibini görürsünüz, her şey meydanda.

Korkmadan dalarsınız,

Sizi sarar bir anda.

İçi dışı birdir

Çekinme ondan.

Her sözü içtendir,

Her davranışı candan

Bazen hayat yorar insanı

Şarkılar yorar,

Özlemek yorar,

Affetmek yorar,

Hoş görmek yorar,

Boşvermek bile yorar

Beklemek yorar

Bir geminin mutfağında ölmeyi bekleyen ıstakozlar için de

Titanik'in batması mucizeydi mesela...

Ama battı.

Birinin felaketi, öbürünün mucizesi olabilir

Anlayamazsın

Bazen su olmak lazım, sessiz sakin...

Bazen sel olmak lazım, öfkeli ve hırçın...

Bazen mum alevi olmak lazım, sabırla tükenmeyi bekleyen

Bazense, volkan olmak lazım, önüne gelen her şeyi hızla tüketen...

Kimine su olucaksın, kimine sel!

Kimine mum,

Kimine volkan olacaksın!