Listen

Description

Bir gün kızsan bana,

Alsan başını,

Yüz bin yıllık yere gitsen,

Dönüp kavuşacağın yer ben'im demedim mi?

Demedim mi şu görünene razı olma,

Demedim mi sana yaraşır otağı kuran ben'im asıl?

Onu süsleyen,

Bezeyen ben'im demedim mi?

Ben bir denizim demedim mi sana?

Sen bir balıksın demedim mi?

Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın

Senin duru denizin ben'im demedim mi?

Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?

Demedim mi senin uçmanı sağlayan ben'im,

Senin kolun kanadın ben'im demedim mi?

Demedim mi yolunu vururlar senin,

Demedim mi soğuturlar seni.

Oysa senin ateşin ben'im,

Sıcaklığın ben'im demedim mi?

Türlü şeyler demedim mi sana?

Söyle,

Bunları sana hep demedim mi?

Karanlıkta iyiydim

Mutlu değildim

Üzgün değildim

Korkmuş değildim

Ama halimden memnundum

Seni yalnızlıktan sevmedim

Senin ışığın,

Bende istemeyi uyandırdığı için sevdim

Ateş daima su ile korkutulur

Çünkü onu söndürür

Fakat su, yanmaktan ne vakit ve nasıl korkar?

Aşk bile dolduramaz bazı âşıkların yerini

Diye övgü,

Diye sana,

Diye haziran

Heves uykudaysa,

Ruh çıplak gezer

Gazel bundan,

Keder bundan,

Sır bundan

Derler ki,

Bir hayaldir dünya

İtibar edilmez bir rüya

Öyle ser-mestem ki,

İdrâk edemem dünya nedir?

Ben kimim?

Sâkî olan kimdir?

Mey û sahba nedir?

(Aşk ile öyle başım dönüyor ki artık bilmiyorum dünya nedir?

Ve bilmiyorum, ben kimim;

Bana aklımı başımdan alan badeyi sunan da kim;

İçki ve kadeh nedir?)

Aşktan geçmek kolay değil

Hiç bilmez misin?

Perişan gönlüme ayrılık ateşi düşürdün

Gözlerimi hasret gözyaşlarıyla doldurdun

Artık hayalini de istemiyorum.

Çünkü yüreğimin ateşinden,

Hayalin yanabilir

Gözyaşı selime, hayalin düşebilir

Senin sen,

Benim de ben olduğumu sanma!

Şimdi İki ten,

Bir can ile yaşamaktadır ey sevgili!