Eski anne,
Eski çocuk, eski kumrallığımızdı
Kendimize sarılırdık
Sokaklara sarkardık,
Küçücük şeylerle dalgındık,
Birden uzardı kırılganlığımız...
Yırtılmazdı hayallerimiz
Kalbimiz yosun tutmazdı
Her şeyi hesapsız ve çılgın yaşayan sezgi çocuklarıydık...
Senden başka gemi görmedim bizi bırakıp giden
Senden başka güvercin görmedim, içimizde patlayan
Eskimeyen zarif bir yalnızlığa geri dönüyorsam, Maskesiz bir rüyayım artık,
Ayırmayın beni kendimden
Geçemezsin kalbimin kederinden,
Aşk, beni kandıramazsın
Geçemezsin yağmurun derdinden...
Siz kederin gözlerine sığmazsınız,
Yazgıdan yumuşak bir şey kalmıştır
Hangi kalp bir mektuba sığmıştır?
Dünya nafile, oyun dışarıda kalmıştır
Bu yüzleri aynalarda bulamazsınız
Kapılar kapanır,
Anlam sizde kalmıştır
O bildiğiniz sancı gelir, yalnızlığa dalarsınız
Şarkısı ıssız, kalbi kırık bir hasret kalmıştır
Rüzgar böyledir, ışık ısırır, anlamazsınız
Geceden yorgun ipekten ince bir yol kalmıştır
Mazi böyledir, yeni hatıralar yaratırsınız
Rüyalar kemirir yazları, susmanın hançeri kalmıştır
Sevişmek böyledir, yaraya tuz basarsınız
Deniz de biter, size kum,
Bana çakıl kalmıştır
Sonbahar böyledir işte, saçlarınızı yağmur sanırsınız
Şarabın sözleri sonsuz....Size gitmek kalmıştır
Yazlar böyledir, gecenin mürekkebine dağılırsınız
Renkler yorgun, pastel dalgın kalmıştır
İncelikler böyledir, sessizliğinizi bırakırsınız
Kelimeler susuz, yokluğun gölgesi kalmıştır
Anların muhteşem derinliğine bağlanırsınız
Elinizde kala kala hayalleriniz kalmıştır
Hayat böyledir işte, düştüğü yeri acıtır
Aşk, adresinde yoktur, sesinizde veda kalmıştır...