"Kimi öldürüyoruz?" Seni.
Zaten son umutlanma tarihin geçmişti.
Seni bugün öldürüyoruz.
Üzülme, yarın sabaha hiç hatırlamayacaksın bile...Başlıyor, kendine gelişin.
Kitapları okuyorsun ve kendini bir yalnızlığın ortasında buluyorsun.
O halde, artık kendini yalnız hissetme diye bu gece seni kitaplar okumuş başka insanlarla tanıştıracağım.
Bir sürü kitap okudu ama içindeki huzursuzluk azalmak yerine daha da büyüdü. Ait olduğu yeri bulamamıştı. Hayatı boyunca sevgi açlığı çekmişti.
Ama hayatta hiçbir şey için geç değil. Bunu sana çocukluğundan beri öğrettiler. Doğru önerme ama eksik. Geç değil, ama zamanın çok önemli. Hatta belki en değerli hazinen.
Aç gözlerini,
Ve çıkar ruhunu yataktan.
Bir süredir komadasın biliyorsun değil mi?
Ve kusura bakma. Eğer "Beş dakika daha uyuyayım lütfen" diyeceksen, kimsenin umurunda değil.
Gömül yat yatağına. Ya da kalk, gör bak nerede neler var...
Bu dünya kaç milyar yaşında bilmem ama bu senin dünyan. Yaşayabileceğin 70-80 yıl kadar var sadece.
70 yıl, 7 dakika olduğunda bunların hiçbirinin anlamı kalmayacak.
Çoğu zaman nefret edip savaşarak harcadığın süre israftır.
Bırak, yalnızlığında ve sensizliğinde tükensin.
Ömür çok kısa.
Sen yüzmek için ileri doğru kulaç atmasan da, akıntı seni geriye götürecek.
Yani aynı noktada kalmak için harcadığın çaba ile övünme. Senin düşmanın, sensin.
Kaygılarımız...Yani, tasmalarımız.
Kaygılar senin sınırlarındır, aslında çitlerindir.
Sen istediğinde o çitleri taşıyabilmeli, ve genişletebilmelisin.
Bana yanılmaz bir insan var diyebilir misin?
Ama ben sana yanılmış binlerce insan gösterebilirim.
İçindeki çocuk, sana inanmayı öğretir. Çünkü o her türlü adaletsizliği yaşadı.
Değişeceksin. Çünkü sen bile sıkılıyorsun. Kendine sormuyor musun? Hadi itiraf et! Benim hayatım bu mu demiyor musun? Bu sana da fragman gibi gelmiyor mu? Artık gerçek film başlamalı. Gerçek karakterler hayatına girmeli. Tüm hayatını yazsan kaç satır tutar? Çocuklarına anlatacak çılgınca ne yaptın? Hadi çılgını geçtim, rutin dışı?
Unutma, en pahalı kelime keşkedir.
Zaman senin en değerlin.
Zaman ilk çizgin olacak... Onu senden öylesine çalan her şeye kırmızı çizgini göstereceksin.
Geçip giden her günün, aslında geçip giden yılların.
Unutma
Kendine İyi Bak slowed
Durup beklemenin,
Durup beklemekle devam ettiği günler
Aslında bembeyaz şeylerden bahsedecektim
Bir güle kırmızı davranmanın masalında kaldım
Toydum
Dedim
Bileye bileye ettiğimiz şu heykel, ne kadar da çirkin
Ne kadar da sakar şu ettiğimiz akıl
Şu dalgın merhamet
Şu yol
Şu yordam
Sanki dünya iyileşmez
Anladım
Dünya
Ve doğru iyileşmez asla
Dilemiştim ki en çok, kar yağmasın bu kış
Bu kış, kalp suyumla ıslanmasın yastık
Dilemiştim ki, yoktur aşk
Dedim
Ağrıma gidiyor dünyadan oluşmuş harfler
Dedim
Bu yüzden yavaştır aklım
Sakardır kalbim
Dünyaya inanmış bir yüzü üzgün üzgün anlattım sana
Dedim, belki bir yere üzgün üzgün bakmaktır dünya
Sonra sonra anladım
İnsan ancak güzel bir acıyla kalabilirmiş dünyada
Bazen gidilirmiş
Gitmekle ilgili şiirler okunurmuş ya da
Uyudum
Uyandım
Uyudum
Uyandım
Madem dünyanın bu kadar sabahını ben uyandım,
Madem günde beş vakit kalkıp sana baktım,
Ben uyudum bu kadar uykusunu,
Diledim
Dünyaya fena inanmış bir yüzüm olsun
Ben ve taş
Birbirimizi sever sandım
Kurduğum her ev,
Döndüğüm her yüz
İçtiğim her su, bana ağlamayı unutur
Ben şimdi ağıt mı yakmalıyım, şiir mi okumalıyım, ah mı etmeliyim?
Yoksa her gece bir masal mı anlatmalıyım kendime?
Her şeyin yolunda olduğu o yol nerede?
Her şey elimizdeyse,
Benim elim nerede?
Sigara ve kahveyi saymazsak evde yalnızım
Günlerdir söylüyorum
Sigara ve kahveyi saysak da yalnızım
Zaman hızlı, ama vakit geçmiyor
Utandığım bir yüzü oluyor bazı eşyaların
Durmadan bir yerimi kurcalıyor yoksulluk
Bak, sen sustukça kalbime kaçıyor sesim
Kalbi kırık bir ok nereyi vurabilirse, orası oluyorum bazen
Her sabah, ödümü koparıyor dünya