Nefes almaya da ara veremeyeceğimiz gibi yaşama da ara veremeyiz. Ama yaşam sırasında bilinçli molalar kendimize verebiliriz. Durup ara verdiğin zaman kendinle kalıyorsun. Kendinle kaldığın yerden tekrar kendinle bağ kuruyorsun. Ve burada kaldıkça yaşadığını hissediyorsun. Ve kendin olmayı seçtiğin yerde hayatı da yaşamayı seçiyorsun.
Hayatı yaşamayı seçmek her gün bir seçim. Seçim yaptığımızı hatırlarsak emeğimizi ve çabamızı koyduğumuz yeri daha özenerek seçeriz. Günlük hayatta, ara ara o bir durmak, olduğun yere bakmak, kendinle kalmak, kendinle bağ kurmak, yargılamadan neyi neden yaptığını görmek, kendini anlamak ve neye hizmet ettiğini, ruhunun neye hizmet ettiğini görmek çok kıymetli. Çünkü devam etmemizi sağlayan niyet, kurduğumuz o bağdan geliyor. Ve bugün yaşadığımız şey bir gün kurmuş olduğumuz bir hayal olabilir. Hayatımızın bir noktasında şu an yaşadığımız hayatı dilemiş, istemiş, hayalini kurmuş olabiliriz. Hayal ettiğimiz hayat hesaba katmadığımız başka şeylerle, zorluklarla geliyor belki ve biz aslında belki de 3 sene önce hayalini kurmuş olduğumuz bir dileği yaşadığımızı unutuyoruz. Durmak, bir durup bakmak bizim bunu hatırlamamıza da yardımcı oluyor. O yüzden durmak çok kıymetli. Sadece durmak. Durduğun yerden olana bakmak. O durmak aslında devam etmeyi sağlıyor.
Sadece nefes alamayacağın gibi, bir sonraki nefesi alabilmen için nefes vermen gerektiği gibi, devam edebilmek için de ara ara durmak gerekebilir. Durduğun yerde nefesinle bağ kurarak kal. Ve olduğun yerde, neresi olursa olsun, nasıl hissedersen hisset, şükürü bul içinde ve onunla kal. Sevgiyle kal