Listen

Description

Acılarınızı rütbe gibi kalbinizin üzerinde taşımayı, yaşanmışlıkları omuzlarınızda yük gibi taşımayı bırakın. Siz kendi hikayelerinizin ana fikrini aldıktan sonra posasını taşımaya devam ederek bu gününüzü, geleceğinizi ağırlaştırmayın. Yaşadıklarınızdan dönüştüğünüz yerden var oluyorsunuz zaten. Hikayelerin ana fikirleri sizlerle yaşıyor zaten. Hikayeleri taşımayı bırakın ki bugünkü var oluşunuza alan açılsın. Acının sizi dönüştürdüğü yerden var oluyorsunuz zaten. Acıyı taşımayı bırak ki neşeye alan açılsın. Hepimiz kendimize çocukluğumuzdan beri bir şahit arıyoruz. Yaptıklarımız, yaşadıklarımız görülsün istiyoruz. Sevinçlerimize, üzüntülerimize, yaşanmışlıklarımıza şahit arıyoruz. Bu görülme ve tanıklık ihtiyacı yüzünden geçmişimizi kendimizle taşımaya devam ediyoruz. Ne kadar “yeni bir yerden var olmak istiyorum” desek de eskinin biri tarafından tanınması ihtiyacı, eskiyi ve eski ‘biz’i her daim taşımaya ve kendimizi oradan tanımlamaya devam etmemize neden oluyor. Çünkü kendimizi oradan tanımlamazsak bize bakanlar geçmiş yaşadıklarımızı, savaşlarımızı yaralarımızı nasıl görecekler? Ama o zaman kendimizi o geçmişteki bizden yaşamaya ve tanımlamaya devam etmek demektir bu. Bir tanık arayışı bizi geçmişteki biz olarak kalmaya zorluyor bu durumda. Bu durumda kendimizi geçmiş hikayelerimizden ve yaşanmışlıklarımızdan tanımlıyoruz ve onları her daim taşıyoruz çünkü yaşamımıza bir şahit arıyoruz. Halbuki evren şahidin. Tüm yaşanmışlıklarınıza evren şahidiniz olsun. Başka şahide ihtiyacınız yok. Bırak dönüştüğün yerden var ol. Değişime hazırsan eskinin görülmesini bekleme artık. Dönüştüğün yerden yeni seni koy ortaya. Özgürleştir kendini geçmişinden, geçmiş tanımlarından, hikayelerinden. Varoluşun dayanılmaz hafifliği seni bekliyor. Sevgiyle kalın