YENİ PROGRAMIM “KARINCA SENSİN/AŞK OLSUN”A İNTERNET SİTEMDEN ULAŞABİLİRSİNİZ!
Karınca Sensin/Aşk Olsun’un ilhamını bana öncelikle
yaklaşık on beş senedir Eren’le yaşamakta olduğumuz ilişkimiz verdi.
Bu hayatta hepimiz gerçek, samimi, dürüst, bizi her yönden
besleyen ve büyüten ve bizim de karşımızdaki insanı her yönden besleyip büyüttüğümüz bir ilişkiyi hak ediyoruz.
Bu program sana sadece böyle bir ilişkiyi kendine çekme,
bunun için enerjetik alanını açma konusunda değil, böyle bir ilişkiye
başladıktan sonra bunu nasıl sürdürülebilir kılacağın konusunda yardımcı
olacak.
Toplamda 22 gün sürecek olan bu program:
-21 konu anlatımı videosu
-9 yönlendirmeli meditasyon
-1 nefes çalışması videosu
-Ve özel bir Facebook grubu üyeliğinden
oluşmaktadır.
Program şu anda internet sitemde satıştadır.
Kredi kartına 12’ye varan taksit seçenekleri de mevcuttur.
Bu programın sonunda:
Kendini şimdiye kadar bilmediğin düzeyde tanımayı
ve isteklerin için manyetik alanını genişletmeyi
Her açıdan daha doyurucu bir ilişkiye nasıl daha alıcı olabileceğini
Nasıl bir ilişki istediğin konusunda netlik kazanmayı
Yeni düşünceler ve inanışlarla yepyeni bir frekans
yaratmayı
Ve bu sayede sağlıklı ve doyurucu bir ilişki manifest
etmeyi ve böyle bir ilişkiyi nasıl sürdürülebilir kılacağını
öğreneceksin.
Aynı diğeri gibi bu program da hayalimizdeki ilişkiyi
kendimize çekmekten çok daha fazlası.
Aslında Karınca Sensin her alanda bir kişisel güçlenme
hareketi. Zaten bizim üzerimize düşen de bu. Kişisel gücümüzü ve içsel
genişliğimizi bulmak. Sonrasında hayatın sana nasıl cevap verdiğini şaşırarak izleyeceksin.
Eğer şimdiye kadarki ilişkilerinizde hak
ettiğiniz değeri görmediğinizi düşünüyorsanız, daha fazlasını hak ettiğinize inanıyorsanız ya da temelinizi bu İnanış üzerine nasıl kuracağınızı öğrenerek bundan sonrasında hayatınızda daha doyurucu, daha samimi daha gerçek bir ilişki yaşamak istiyorsanız, -şunu da
belirtmeden geçmeyeyim, bu programa katılmak
için şu anda yalnız olmanıza gerek yok, hali hazırda bir ilişkiniz
varsa bile bu programı kendiniz ya da partnerinizle beraber uygulayarak mevcut ilişkinizi iyileştirmek için de kullanabilirsiniz, yani ilişkiniz olsa da olmasa da bu program daha fazlasına açılmak isteyen herkes için, evet bütün bu dönüşümün üzere size gerekli araçları sunan bir rehbere ihtiyaç duyuyorsanız bu program sizin için.
Sezgilerimizle zihnimizin sesi arasındaki farkı nasıl anlarız? Eğer bunu kolaylıkla anlayabileceğinizi düşünüyorsanız; henüz yeteri kadar içsel pratiğiniz ve genişlemiş bir farkındalığınız olmadığına bahse girerim. Çünkü burası gerçekten kıldan ince, kılıçtan keskin bir tatlı nokta. Çünkü egomuz müthiş bir taklitçi, bir taklit ustası. Geçenlerde Instagram’da paylaştığım ‘Korku ve taktığı maskeler’ başlıklı Reels videosunu hatırlayın. Korkunun nasıl akıl ve mantığı, öz şefkati, öz bakımı vb. taklit ettiğini anlatmıştım.
Yani korku -ki korku zihnimizin en dominant ifadesidir- sezgilerimizi de ustalıkla taklit eder.
Yani o alttan fısıldayan sesin zihnimiz/korkumuz mu yoksa sezgimiz mi olduğunu anlayabilmemiz için çok uyanık olmamız, farkındalığımızın çok keskinleşmiş olması gerekiyor.
İşte bu noktada, bu ayrımı yapabilmek için sezginin belli başlı birkaç özelliğine bakabiliriz.
Bu özelliklerden ilki sezginin duygusal olarak nötr olması arkadaşlar. Bu, kulağa ilk başta değişik gelebilir çünkü birçoğumuz sezgilerimizin duygusal olarak güçlü hissettirmesi gerektiğini düşünüyoruz, buna inanıyoruz, haksız mıyım?
Ama öyle değil.
Yani her duygunuzu ya da duygusal tepkinizi bir sezgi belirtisi zannetmeyin.
Saf sezgi, duygusal olarak nötrdür.
Bu seride sezginin ne olduğundan, onu zihnimizden ayırt etmemizi sağlayacak dört ana özellikten, sezgilerimizi gündelik hayatta nasıl kullanmaya başlayabileceğimizden ve çok daha fazlasından bahsettim.