Biliyorum, önce benden gittin, sonra da bu şehirden
Ama inatla, gözlerim seni arıyor bu sokaklarda, hala
Biraz da her şey sana benziyor aslında
Ekmek, su, ağaçlar, sokaklar, kadınlar sana benziyor bu şehide
Bak, az önce köşeyi döndün rüzğârda dalgalanan kıvırcık saçlarınla
Peşinden koşardım koşmasına da, yanımdan geçtin incecik bacaklarınla aynı anda
Dönüp arkama bakamadan daha, fırının camında göründün buğday teninle
"Ekmeğin benimle alakası ne" deme.. Benzemiyor mu yani rengi tenine
Hafif sarıya çalan buğday teninle, uyuşmuyor mu yani şu ekmeğin rengi
Vücudunu anımsatmıyor mu peki; galatanın şu kıvrımlı sokakları, caddeleri
Bak, bak akbil basan sen değil misin yani; ince parmaklarınla, yenmiş ojeli tırnaklarınla
Değilsin tabii
Sen, bu şehirde bile değilsin
Sadece, ben, her şeyde bir şey buluyorum senden
İlla yanımda olmak zorunda değilsin
Benim için artık her şey sen!
“Sezer Kıvrakdal”