Listen

Description

Mesleki açıdan iyi eğitim almış ve iyi yetişmiş kişilerin, olanaksızlık ve işsizlik gibi nedenlerden dolayı başka ülkelerde okumayı, çalışmayı veya yaşamayı tercih etmesi durumuna beyin göçü diyebiliriz. 

UNESCO verilerine göre Türkiye’den ise her yıl ortalama 50 bin öğrenci yurtdışına okumaya gidiyor. Türkiye, beyin göçünde 32 ülke içinde 24. sırada yer alıyor.  

Peki beyin göçü nedir, beyin göçüne sebep olan faktörler nelerdir? Türkiye’de durum nedir? Gelin bu bölümde bu konuyu detaylıca konuşalım. 

Giriş

Beyin göçü terimi ilk kez, 1950-60’lı yıllarda İngiltere’den ABD ve Kanada’ya göçü ifade etmek amacıyla 1962 yılında Royal Society tarafından kullanılmıştır.

Wikipedia’nın tabiriyle Human Capital Flight yani HCF bazılarına göreyse “brain gain” ya da “brain drain” Türkçesiyle de beyin göçü aslında sadece Türkiye’de olmayan diğer ülkelerinde sıklıkla gündeminde olan bir konu. İyi eğitim görmüş, kalifiye ve yetenekli iş gücünün az gelişmiş ya da gelişmekte olan bir ülkeden, gelişmiş başka bir ülkeye akışı olarak tanımlanabilir. Bu akış genellikle gelişmemiş ülkelerde yetişen ve kendini geliştiren insanların, olanaksızlık, iş bulamama veya mesleğini istediği gibi icra edememe durumlarından kaynaklanıyor. 

Bu harekete beyin göçü isminin verilme sebebi ise nitelikli insanların giderken sahip oldukları bilgi ve deneyimi de beraberlerinde götürmeleri. Aklın ve sahip olunan bilginin bir yurttan başka bir yurda, temelli olarak gittiğini ifade eden beyin göçü, donanımlı ve nitelikli bireylerin ülkeyi terk ettiği anlamına geliyor.

Beyin göçünün yanı sıra bu bölümde birde “Diaspora Ağları” terimini duyacaksınız. 

Göçmenlerin geride bıraktıkları akrabaları, arkadaşları ya da göç veren ülkelerin yurtdışındaki vatandaşlarıyla kurdukları ilişkileri sürekli kılarak göçmen ağları olarak tanımlayabiliriz. Bugün başta Çin, Kolombiya ve çeşitli Afrika ülkeleri olmak üzere pek çok ülke, diasporalar sayesinde göçmenlerinin kaynak ülkelerine fiziksel olarak geri dönüşlerine gerek kalmadan ülkeleriyle sürekli ilişkiler kurmakta ve beyin göçünün neden olduğu kayıp kazanıma çevrilebilmektedir. 

Bilimsel diasporaların başlıca özelliklerini özetlemek gerekirse; üyelerinin yurtdışında yaşamaları/çalışmaları, uzmanlık gerektiren çeşitli alanlarda üyelerin nitelikli işgücü özelliği göstermesi, dünya genelinde bir veya birden fazla ülkede var olmaları, üyelerinin kendi ülkelerinin kalkınmasını desteklemek için fiziksel olarak ülkelerine geri dönmeleri yerine bulundukları ülkelerden de destek olabilmeleri, terk edilen ülkenin sosyal ve ekonomik kalkınmasının desteklenmesinin öncelikli olması, bilgi ve uzmanlığın kaynak ülkeye transferi şeklinde sıralanmaktadır.

Buna verebileceğimiz en güzel örnek ise – COVID aşısını geliştiren Biontech kurucularından olan Biontech CEO’su Uğur Şahin ve baş tıbbi sorumlusu Özlem Türeci. Bu iki çiftin ailesi aslen Türk olan ve Türkiye’den Almanya’ya göç eden bir aile. Ancak diaspora ağı ile bilimsel alanda Türkiye’ye çok katkıları olmuştur. 

İşsizlik Oranı Türkiye’de Nasıl Hesaplanıyor? 

15 yaşından büyük olup da son üç ay içinde iş arayan ve 15 gün içinde işbaşı yapmaya hazır olduğunu bildirenlerin toplam işgücüne bölünmesiyle işsizlik oranı hesaplanıyor.

Çekici Sebepler: Ekonomik durumda iyileşme, yüksek maaş beklentisi içinde olma durumu, kaliteli yaşam arzusu, gelişmiş araştırma koşullarına kavuşma, şehir merkezlerinin cazibesine kapılma ve yabancı eğitimde prestij yakalama isteği ise çekici sebepler olarak kabul ediliyor. Örneğin, New York, London, Dubai, Tokyo.

Gençler Türkiye’de Kalmak İstemiyor

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK)in 17 Temmuz 2020 yılında yayımladığı raporda, Türkiye’den yurt dışına giden 330 bin 289 kişi olduğu ve bunların 50 bin 154’ünü 25-29 yaş grubu oluşturduğu yer alıyor. 

....

Ek kaynaklarıyla birlikte bu bölümün detaylı özetini ⁠https://bilinmeyenlerikesfet.com⁠ web sitemizden inceleyebilirsiniz.