Listen

Description


Bu soruya Merhum Yusuf Kandehlevi (r.âleyh)’in cevabı:
1960’larda Hindistan’da büyük bir ekonomik kriz yaşanır. Temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları hiç görülmemiş bir
şekilde artar. Eşyalardaki pahalılık artık halkın dayanamayacağı bir duruma gelir.
Halk, “Hayatüs Sahabe” kitabının müellifi Yusuf
Kandehlevî (r.âleyh)’in yanına gelip bu durumu şikayet
ederek pahalılıktan ve fiyat artışından yakınır. Ondan bu
duruma karşı ne yapmaları gerektiğini sorarlar. Kandehlevî
(r.âleyh) onlara şu önemli nasihati yapar ve derki:
“İnsanlar ve eşyalar Allâh (c.c.) katında iki elin iki terazisinin kefesi gibidir. Eğer Allâh (c.c.) katında insanın değeri
artarsa eşyanın değeri düşer ve fiyatlar ucuzlar ama eğer
Allâh (c.c.) katında insanın değeri düşerse eşyanın değeri
artar ve fiyatlar yükselip pahalılık olur. Siz Allâh (c.c.) katındaki değerinizi yükseltmeye bakın ki böylece insanın değeri
yükselsin ve eşyanın değeri azalıp fiyatlar düşsün. Sonra
halka dönüp şu âyet-i kerimeyi bu söylediğine delil olarak
okur: “Eğer o şehirlerin halkı hakkıyla imân edip takvâ
sahibi olsalardı, muhakkak onlar üzerine gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık...” (Araf s. 96)
ENFLASYON VE FAİZ İLİŞKİSİ
“Enflasyon oranının altındaki fazlalık, fâiz değildir.” yaklaşımı ne derece sağlıklıdır? Bu yaklaşım yanlıştır. Nebî
(s.a.v.), Veda Hutbesi’nde: “Biliniz ki, fâizin her çeşidi
kaldırılmıştır. Allâh (c.c.), böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım fâiz de Abdulmuttalib’in oğlu (amcam) Abbas’ın
fâizidir.” buyurarak fâizle ilgili her türlü kapıyı kapatmıştır.
Kapitalist toplumlarda borç, kredi işlemi; açıkça fâizli hâle
getirilmişken, maalesef İslâm târihinin birçok döneminde,
müslümanlarda bu duygu gerekli düzeye ulaşmadığından
olmalı ki, açıkça fâiz almadan sakınılmışsa da, sermaye
sahipleri hileli yollarla fâiz almanın telaşına düşmüşlerdir.
(Misvâk Neşriyât, Hâkk Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, s.277)