Sadaka-ı fıtr, isterse malının nisâbı artmasın, aslî ihtiyaçlarından fazla zekât nisabı malı olan, çocuk da olsa, her Müslüman için vâcibdir. Sadaka-ı fıtr, hür Müslümanın kendisi için vâcib olduğu gibi fakir olan küçük çocuğu için de vâcibdir. Büyük çocuğu ve zengin olan çocuğu için vâcib değildir. Ancak o zengin çocuğun kendi malından vâcib olur. Erkeğin, karısı için sadaka-ı fıtr vermesi vâcib değildir. Sadaka-ı fıtr, Ramazan Bayramının birinci günü tan yerinin ağarmasıyla vâcib olur. Bir kimse fıtr gününün fecrinin tulûundan önce vefat etse veya bir çocuk fecrin tulûundan sonra doğsa veya bir kâfir fecrin tulûundan sonra Müslüman olsa, bunların üzerlerine fıtra vâcib değildir. Çünkü her birine göre sebeb yok olmuştur. Eğer bir kimse vucûbun vaktinden önce fıtrasını edâ etse (yâni Bayramın birinci günü fecr tulü etmeden önce fıtrayı verse), sahîh olur. Bir kimse fıtra vermeyi vaktinden sonraya bıraksa üzerinden fıtra düşmez. Onun üzerine o fıtrayı çıkarmak vâcib olur. Fıtrayı hemen vermek mendûbtur. Hemen vermekten maksâd (Bayram Namazı için) namazgaha çıkmadan önce edâ edilmesidir. Çünkü Resûlullâh (s.a.v.): “Böyle günde sîz fakirleri dilenmekten müstağni kılın, (yâni dilenmeye muhtaç etmeyin)” buyurmuştur. Resûlullâh (s.a.v.), bu Hadîs-i Şerif ile fakirlerin dilenmeye ihtiyâçlarının kalmaması ve ailelerinin nafakasını düşünmeden Bayram Namazında bulunmalarını temîn etmek için, namazgâha çıkmazdan önce fıtra verilmesinin evlâ olduğuna işaret buyurmaktadır. Her şahsın fıtrasını bir fakire vermesi vâcibdir. Bir fıtrayı ayırıp iki fakire verse, caiz değildir. Çünkü nass ile belirtilen, fakiri müstağni kılmaktır. (Molla Hüsrev, Gurer ve Durer,s.341-344)