Listen

Description


Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Şüphesiz Recep, Allâhü Teâlâ’nın kendisinde sevapları
katladığı, tevbe edenlerin günâhlarının silindiği, duâların
kendisinde kabul edildiği ve sıkıntıların kendisinde açıldığı büyük bir aydır” (Kenzül Ummal)
“Recep, Allâhü Teâlâ’nın ayıdır. Şaban, benim ayımdır. Ramazan ise ümmetimin ayıdır.” Resûlullâh (s.a.v.)’e
Receb’in Allâhü Teâla’nın ayı olmasının sebebi sorulunca
şu cevabı verdiler: “Çünkü o ay, özellikle Allâhü Teâla’nın
mağfiretinin tecellisine mahsustur. Kendisinde kanlar korunur (savaş yapılmaz). Allâhü Teâlâ, Peygamberlerinin
tövbesini o ayda kabul buyurmuştur. Yine o ayda, dostlarını düşmanlarından kurtarmıştır. O ayı oruçlu geçiren,
AllâhüTeâla’dan üç şeyi hak eder. Bunlar da:
Geçmiş bütün günâhlarının bağışlanması, kalan ömründe günâhlardan korunması, Allâhü Teâlâ’nın huzûruna
çıkılacak en büyük arz gününde, susuz kalmaktan emin
olmasıdır.” (Câmius Sağîr)
Resûlullâh (s.a.v.) buyurdu ki: “Her kim, Receb’den bir
geceyi ihya eder, gününü de oruçlu geçirirse, Allâhü Teâlâ
ona cennet meyvelerinden yedirir, cennetin yeşil ipeklerinden giydirir ve cennetin halis olan içeceğinden içirir.
Ancak üç şey yapan müstesna:
Bir şahsı öldüren, “Allâh (c.c.) aşkına yardım edin”
diye gece veya gündüzleyin Allâhü Teâlâ adıyla yardım
isteyeni işitip de ona yardım etmeyen, müslümân kardeşi
kendisine bir sıkıntısını şikâyet ettiği halde maddi gücü
varken ondan sıkıntıyı gidermeyen.” (Deylemî) Bir ihtiyar: “Ey
Allâh’ın Resûlü! Ben onun tamamını tutmaktan acizim” deyince Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Receb ’in ilk günü,
ortasındaki günü ve son günü tut ki, o zaman muhakkâk
sana tamamını tutanın sevabı verilecektir.”
(Abdülkâdir-i Geylânî (k.s.), Gunye’tü-tâlibîn, s.326)