Listen

Description

Muhterem Ömer Öztürk anlatıyor: “Avrupalı’nın demokrat ve insan haklarına saygılı olduğuna dair senelerdir çok büyük propaganda yapıyorlar. Avrupalı, hâkimiyet sahasına tecavüz etmediğin müddetçe demokrat görünür. Hele bir onların hâkimiyet sahasına girmeğe teşebbüs edin de o zaman görün demokrasiyi, özgürlüğü… Biz lise üçüncü sınıftayken (Galatasaray Lisesi) bir gün derste Fransız edebiyatı hocası şöyle demişti: “Biz 16. asırda Türkleri, Osmanlıları aydan gelmiş adamlar zannederdik.” Ben parmak kaldırdım.

Bizim okulda böyle şeyler serbestti. Fikir münakaşası yapılırdı. Elimi kaldırınca hoşlanmadı ama ne diyeceğimi de merak ettiği için: “Buyurun” dedi. Bunun üzerine şu tarihi bilgiyi naklettim ve sordum: “Fransa kralı Fransuva, 1525’te Şarlken’e esir düşmüştü. Avrupa devletleri ne yaptılarsa onu esaretten kurtaramamışlardı. En sonunda sizin kralınız Fransuva’nın annesi ve Fransız sarayı, krallarının esaretten kurtarılması için Kanuni Sultan Süleyman’dan yardım istemişti. Peki Kral Fransuva’nın annesi oğlunun kurtarılması için nereye müracaat etmişti? “Ay”a mı müracaat etmişti, yoksa Osmanlı sultanına, İstanbul’a mı müracaat etmişti?” “Sen zaten her zaman mevzu dışına çıkarsın” dedi. “Sizinki mevzu dışı olmuyor da neden benimki mevzu dışı oluyor? Siz dediniz ki biz Osmanlı’yı uzaydan gelmiş bilirdik, ben de sizin kralınızın annesinin Osmanlı’ya müracaatını sordum.

Aya mı müracaatını yapmış, yoksa İstanbul’a mı, cevabını verin bunun. Burada mevzunun dışına çıkacak bir durum yok.” dedim. “Peki, söylediğiniz anlaşıldı. Buyurun yerinize oturabilirsiniz” dedi. Dışarıdan bakıldığında modern ve demokrat görünürler; ama gerçekte bunların hepsi masal. Kendi hâkimiyet sahalarına dokununca ne demokrasi tanırlar ne de insan hakları!”

(Misvâk Neşriyat, Ömer Öztürk’ün Hayatı ve Hatıraları)