Şeyh said İSYANI VE GERÇEKLER, Ümit Doğan
Şeyh Said İsyanı yakın dönem siyasi tarih yazıcıları tarafından her zaman gündemde tutulan tartışmalı bir konu olmuştur. İsyanla ilgili mutabakat sağlanamayan hususların başında ayaklanmanın temelinde dinî kaygıların mı, yoksa etnik unsurların mı yer aldığı konusu gelmektedir. Şeyh Said şeriat için mi, yoksa bağımsız bir Kürt devleti kurmak için mi isyan etmiştir? Doğu illerimizde yüzlerce yıldır örselenmiş bulunan otorite boşluğunun tesisi için büyük bir sınav, Musul meselesini etkileyen önemli bir kilometre taşı olan bu isyan uzun süren bir hazırlık aşamasından sonra planlı şekilde mi başlamış, yoksa dönemin siyasi gelişmelerine karşı oluşan halk tepkisiyle birdenbire mi ortaya çıkmıştır? Şeyh Said bu isyanın neresindedir? Başından beri isyanın planlayıcısı mıdır, yoksa diğer asiler gibi hâlihazırda başlamış olan isyana sonradan mı dâhil olmuştur? “Azadi” adıyla bilinen Kürt İstiklal Komitesinin isyanla ilgisi var mıdır? Musul müzakerelerinin devam ettiği süreçte ortaya çılan bu isyanda İngiltere’nin parmağı var mıdır? Bilimsel çevrelerde bu gibi tartışmalara neden olan Şeyh Said İsyanı, kamuoyu nezdinde de çoğu zaman hamasetten öteye geçemeyen yorumlarla ele alınmıştır. Bunun temel nedeni, tarihsel bir mesele olarak incelenmesi gereken bu isyanın çeşitli sebeplerle günümüz siyasetine alet edilmiş olmasıdır. Kimi zaman ideolojik, kimi zaman dinî saplantıların şişirdiği hamasi tavırlar bize göre yaşanan sürecin objektif bir şekilde ele alınmasını engellemekte ve gerçeklerin üzerini örtmektedir.
Tarihî olayların gerçekliğini tarafsız şekilde ortaya koymanın en net yolu ise iddia sahiplerine belge ve kaynak sunmaktan geçer. Meydana getirdiğimiz bu çalışmamızda da her zamanki gibi
yine bu yolu tercih ettik. Hatta bu sefer işin boyutunu daha da öteye taşıyarak, Şeyh Said İsyanı sonrasında gerçekleşen yargılama sürecine dair, isyanın elebaşlarının Şark İstiklal Mahkemesindeki ifadelerini, yüzleştirme tutanaklarını, isyana müdahil olan tüm sanıkların mahkemede yaptıkları savunmaları, bu savunmalardaki itirafları, pişmanlıkları ve af taleplerini günümüz Türkçesiyle ve herhangi bir yorum katmaksızın okura aktarmayı uygun gördük. Bu nedenle de kitabımızın adını Şeyh Saidİsyanı ve Gerçekler vermek uygun düştü.
Elinizdeki bu kitap üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde isyanın öncesindeki gelişmeler, isyanın başlaması ve yayılması; ikinci bölümde askerî müdahale, isyancıların yakalanması ve yargılanması konuları ele alınmıştır. Üçüncü ve son bölümde ise günümüz diline çevrilen Şark İstiklal Mahkemesi tutanaklarına yer verilmiştir. Gerek metin içinde gerekse kitabın ekler kısmında konuyla ilgili pek çok belgenin görüntüsü de sîzlere sunulmuştur.
Kitabın hazırlanma sürecindeki sabır ve desteklerinden dolayı kıymetli aileme teşekkür ederim. Kitabın yayma hazırlanmasında emek sarf eden Kripto Kitaplar Yayınevi çalışanlarına da teşekkürü borç bilirim.
Dilerseniz sizleri daha fazla bekletmeyelim. 1925 yılına gidelim. Şeyh Said ve onunla beraber hareket edenler kimlermiş, ne için isyan etmişler, amaçları ne imiş; kendi ifadelerinden dinleyelim. Akabinde devletin onlara nasıl bir cevap verdiğini, akıbetlerinin ne olduğunu öğrenelim. Gerçeklere olan yolculuğumuz başlasın...