Listen

Description

Sıkı tutunun türbülansa giriyoruz. Size "geçmiş geçmişte kaldı, geçmişi bırakın şimdiye ve şu ana dönün akışta kalın, şimdiye bakıp geleceğinizi yaratın, durmayın ve çok çalışın sürekli çalışın hatta nefes bile almayın" diyenlere ben de inandım istemeden ama anladım ki bizi çok fena kandırmışlar. Sırf bugüne ve dünyanın bizden taleplerine ayak uyduralım, uslu çocuklar gibi itaat etmeyi sürdürelim diye. Ama geçmişin geçtiği falan yok, hatta tersine bizzat "ben" geçmişimin izleriyim. Ve tüm o izlerin, kötü anıların peşinden gitmeye karar verdim. Kendimin peşindeyim çünkü. Kendimin peşinde, geçmişimin izini sürüyorum ve tıpkı bir avcı gibi belleğimdeki acı dolu yaraların izdüşümlerinin peşinden gidiyorum. Çünkü, boşluğumdan kaçmaya çalışırken yaptığım şeyin boşluğuma kaçmak olduğunu farkettim ve tüm bu zaman boyunca da boşluğuma kaça kaça boşluğumdan taşmaya başladım. Boşluğumda daha fazla kaçabileceğim ve beni taşıyacak yer kalmadığıyla yüzleşince de o boşlukta bana ait olmayan, benim ben olma yollarımı tıkayan irili ufaklı utanç parçacıklarıyla hesaplaştım. Şimdi biliyorum artık, anladım. Kim olmadığımı ve kendime bu çivisi çıkmış dünyada olmak zorunda olduğumu dayattığım ama bunu yaparken bile farkında olmadan, olmaya sürekli direnip, olmaktan kaçtığım, benimle ufacık dahi bağı olmayan sahte benliğimle tanıştım. Müsaadenizle ben artık o sahteliğime saklanmayı bırakıyorum ve boşluğuma gömdüğüm o sandıktaki utancıma bakmaya cüret ediyorum. Beni utandıran ama utandırılmayı hiç de hak etmediğim tüm o anlamsız acı dolu anları tek tek yeniden anlamlandırıyorum. Ve olduğum kişiyle barışıp kendi hikayemi yazmaya devam ediyorum. Büyük bir utançla değil onurla takdim ediyorum kendimi kendi hayatıma. Nasıl mı yapıyorum bunu? Oynat bakalım!

Bu bölüm utanç hakkında konuşuyoruz.

Hem felsefi temelleriyle ve sosyal bilimler tarafından bilgilerle destekleyerek, hem benim kendi kendimi izleme sürecimdeki hikayelerim üzerinden, hiç hak etmediğimiz utançlarımızdan özgürleşmeyi konuşuyoruz. Saklanmak zorunda hissettiğimiz ama hiç de saklanmak zorunda olmadığımız boşlukla yüzleşiyoruz.

Neredeyse tüm kötü, acı dolu duyguların merakla incelendiğinde aslında ne kadar güzel duygulara dönüşebileceğini de görüyoruz.

Hep söylerim, iyi şeyler emek ister, zaman alır. Ama umut her zaman vardır ve o güzel şeyler çabalarımızla gerçekleşir.

Utancımıza kaçmak yerine umudumuza sarılarak, utançlarımızdan özgürleşme hakkımızı birlikte elimize alalım gelin.