Antakya’dan İstanbul’a gelen değerli misafirlerimizi güncemize davet ettik, incelikle teşrif ettiler. Kendileriyle yaptığımız bu anlamlı söyleşileri sizlere sunarken, bölümlerin metinlerini yazan, özüyle sözüyle ışıldayan, özüyle sözüyle Antakya olan sevgili Tuğçe Tezer’e teşekkürlerimi sunuyorum. ☘️
Arif geçen ay Antakya'ya giderken "Merhaba Antakya" demiş, dönüşte arkadaşlarıyla birlikte kaydettiği "Antakya Güncesi"yle Antakya'ya seslenmişti. Geçtiğimiz günlerde bir imkân oldu ve Antakya'dan dostlar, İstanbul'a geldi. Bu defa Arif, Antakyalı dostları Postane'de misafir ediyor; onlarla hayata, Antakya'ya, deprem sonrası yaşama ve şüphesiz İstanbul'a dair sohbet ediyor.
Hoşgeldin Antakya sohbetlerinin sonuncusunda Sevdar Yılmaz, çok sıcak bir güneş altında içilen suyun serinliğine benzettiği İstanbul'u, başına gelenlere rağmen yetkilileri bir türlü deprem bölgesi olduğuna ikna edemeyen Antakya'yı, depremden bugüne geldiğimizde 6 Şubat'tan daha kötü koşullarda yaşamak zorunda kalan Antakyalıları, sağlık çalışanlarının Antakya'da yaşadığı zorlukları anlatıyor.
İyi ki varsın Sevdar Yılmaz.
Yalnız değilsiniz, beraber iyileşeceğiz.