49. Kimsenin kimseye bir şey ödeyemeyeceği, şefaat edemeyeceği o günden korkun
Af edilme için hiç kimseden hiçbir fidye alınmaz. İşte böylesi günden sakının.
50. Rahat yüzü göstermeyen, azap eden Firavun ve ehlinden kurtardığımızı hatırlayın.
Azabın en kötüsünü yaparak; kızları bırakıyor, erkek çocukları kesiyorlardı.
Böyle devam edip giden şeyde sizin için, Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.
51. Anın o günü; hani sizin için denizi yardık da, boğduk Firavunu ve kurtardık sizi
Kırk gece için sözleşmiştik Musa ile hani. Ama siz, edinmiştiniz buzağıyı tanrı.
Ancak böyle yaparak, zalimlerden olmuştunuz. Yazık ettiniz kendinizi
52. Resmen sizi bundan sonra yine affettik, bağışladık. Şükür etmeniz gerekirdi.
53. Ardından hidayete erersiniz diye, Musa'ya kitap'ı ve Furkan'ı verdik
54. "Buzağıyı kendinize tanrı edilmekle nefsinize zulmettiniz, ey kavmim " dedi.
Açıkça Musa kendi kavmine. "Hemen yaratıcınıza tövbe edin, öldürün nefsinizi!
Kesinlikle bu, yaratan katında sizin için çok daha hayırlıdır" diye öğüt vermişti.
Allah da bunun üzerinize tövbelerinizi kabul etti. Şüphesiz O Tevvab’dır. Rahimdir.
55. "Rast gelip Allah'ı apaçık görmedikçe inanmayız, ey Musa" demiştiniz hani.
Ansızın bir yıldırım düşmüştü de sizi, sizden almıştı ve sizi öylece yakalayıvermişti.
56. Bundan sonra yine şükredersiniz diye, sizi ölümünüzden sonra tekrar dirilttik
57. Açıkça sizin üzerinizi bulutla gölgelendirdik. Ayrıca size, nice rızıklar verdik
Kudret helvası ve bıldırcın indirmiştik. Verdiklerimizin temizinden yiyin, dedik.
Açık olan şey şudur ki, onlar bize zulmetmediler, kendi nefislerine zulmettiler.
