Bireylerin geçmişin yüklerinden kurtulup bugünü farkındalıkla yaşaması gerekir. Geçmişte yaşanan olaylar ve bu olayların bıraktığı duygusal yükler, bireyleri hem maddi hem de manevi olarak kısıtlar. Özellikle ailevi ilişkilerde, ebeveynlerin çocuklarına yüklediği borçluluk duygusu, hayat boyu süren bir kısır döngü yaratır. Minnet ve borçluluk duyguları, insanı geçmişe bağlayan görünmez zincirlerdir ve bu zincirlerden kurtulmadıkça gerçek bir özgürlük mümkün olmaz.Dişil enerji ile para arasında derin bir bağ vardır. Dişil enerjiye saygı göstermeyen ya da bu enerjiyi reddeden bireyler, hayatlarında maddi sorunlarla karşılaşabilir. Kendi kodlarını ve geçmişten gelen inançlarını dönüştürmek, bireyin bugünü kabullenip yaşamında dengeyi bulması için gereklidir. Farkındalığı artırmak için, geçmişe sıkışmış inançları bırakmaya yönelik adımlar atmak büyük önem taşır. Bu süreçte deneyimsel çalışmalar, bireyin kendisini keşfetmesine ve dönüşüm yaşamasına yardımcı olur.
