Stanford GSB’deki “Last Lecture” serisinden bir başka dersinden (Living Life at Full Power) aldığım notlarımı seninle paylaşıyorum.
Graham konuşmaya kendi hikayesiyle başlıyor, Stanford GSB’den mezun olmuş. Tedirgin olduğu için kurumsal teklifi kabul etmiş. Rekabetçi olduğu için de bir şekidle işini iyi yapmış ama işinden memnun değil. 27 yaşında genç bir yöneticiyken (konuşmada bir yerde VP olduğundan söz ediyor), sırf işinden nefret ettiği için kendi şirketinin toplantısından kaçıp tuvalette saklanıyor. Sonrasında oradan da kaçıp koşuya çıkıyor.
O gün koşarken bu “runners high” denen şeyi yaşıyor ve bir farkındalık yaşıyor: İçimizde sürekli çatışan iki ses var:
* Hayatta Kalma Sesi (The Fear): Bu ses kafamızın içinde, çok gürültülü. Sürekli riskleri, korkuları ve “yapman gerekenleri” bağırıyor.
* Gerçek Sesin (True Self): Bu ses fısıldıyor. Kafanda değil; karnında, kalbinde hissediyorsun. Graham buna “Ruhun sesi” diyor.
Hayatı “Tam Güç” (Full Power) modunda yaşamak istiyorsan, o ikinci sesi duyman lazım. Bunun için de Graham 3 net prensip öneriyor:
1. Kafandaki Çiviyi Çıkar (Unstuck)
Çoğumuz yerimizde sayıyoruz çünkü bir sorunumuz var ama onu çözmek yerine etrafından dolaşıyoruz.
Graham “It’s Not About the Nail” videosunu örnek veriyor: (video 10+ yıllık ve 28 milyon izlenmesi varmış, ben de yeni izledim…) Bir kadının alnına saplanmış kocaman bir çivi var ama o baş ağrısından şikayet ediyor. Biri “Çiviyi çıkarsana” dediğinde ise “Beni dinlemiyorsun, olay çivi değil!” diye kızıyor.
Biz de böyleyiz. Kötü bir alışkanlık, bitmiş bir ilişki ya da sevmediğimiz bir iş... Bunlar o “çivi”. Çiviyi çıkarmıyoruz çünkü “Önce kötüleşecek” kuralından korkuyoruz. Evet, o çiviyi çekip çıkarmak başta kanatacak ve acıtacak. Ama onu çıkarmadan iyileşemezsin. İlk kural: Çiviyi kabul et ve çıkar.
2. Tutkunu Değil, Enerjini Takip Et
Mezuniyet konuşmalarındaki “Tutkunu bul” tavsiyesini unutun diyor Graham. Çünkü “tutku” kelimesi korkutucu; sanki tek bir tane varmış ve onu bulmak zorundaymışsın gibi hissettiriyor.
Bunun yerine formül basit: Enerjini takip et. Enerji, ruhun seninle konuşma dilidir.
Burada harika bir egzersiz öneriyor: “9 Canlı (Nine Lives)”
* Bugünden başlayarak yaşayabileceğin 9 paralel hayatın olsa bunlar ne olurdu? (Biri şu anki hayatın, diğerleri ne?)
* Kural şu: Yazdığın her seçenek seni heyecanlandırmalı.
* Ve kritik soru: “Başarısız olmayacağını bilseydin, bunlardan hangisini seçerdin?”
Cevap neyse, enerjin oradadır.
3. “Her Şeyinle” Gir (Go All In)
En büyük enerji kaçağı, “yarım yamalak” yaşamaktır. Bir ayağın içeride, bir ayağın dışarıda. “Şimdi değil, hazır olunca, çocuklar büyüyünce...” bahaneleri.
Graham’ın tespiti şu: Tükenmişlik (Burnout) çok çalışmaktan değil, sürtünmeden, uyumsuzluktan olur. Olmadığın biri gibi davranmaya çalışmak ya da bir kararı sürekli ertelemek enerjini bitirir.
Enerji, benzin gibi harcanınca biten bir şey değil; sevgi gibidir, kullandıkça çoğalır. Bir şeye “Tamam, ben buradayım ve sonuna kadar gidiyorum” dediğin an, kafandaki o gürültülü korku sesi susar ve enerji akmaya başlar.
Dersi bitirirken Graham topu bize atıyor ve aslında hayatın o kadar da karmaşık olmadığını söylüyor. Çünkü yolun sonuna geldiğinde vermiş olduğun tek bir karar olacak:
Korkunun sesini mi dinledin, yoksa ruhunun sesini mi?
🖤 TEŞEKKÜRLER 🖤
Patreon üzerinden destek olan Orhun Süzer’e, Umutcan Duman’a, Oğuzhan Kızılcan’a, Büşra Yarım’a, Burak Yılmaz’a, Elif Aleyna Duman’a, Irmak Naz Polat’a, Aras Toker’e ve İlayda Ataoğlu’na teşekkür ediyorum.