İslam en büyük nimettir. Onun yücelttiği başa, kimse daha büyük bir pâye lütfedecek değildir. İslam izzettir. O, başka bir yerde değil; Allah’ın, Rasûlü’nün ve inananların yanındadır. “(Münâfıklar) Eğer Medîne’ye dönersek azîz olanlar, zelîl olanları muhakkak oradan çıkaracaktır, diyorlar. Hâlbuki izzet ve şeref, Allah’ındır, Rasûlünündür ve mü’minlerindir. Fakat münâfıklar bu hakikati bilmezler.” (el-Münâfıkûn, 8) İzzetin kime ait olduğunu ancak Rabbimiz belirler. İnanmak izzetli olmanın en mühim şartıdır.
İzzeti inananların dışında yerlerde arayanlar, başlarının niye dimdik olduğunu bilmeyenlerdir: “Mü’minleri bırakıp kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.” (Nisa, 139) Başı dik tutmaya azimli olmak, izzetin sahibinin kim olduğunu hiçbir zaman unutmamak demektir. Rasûlullah Efendimizin Müslümanlıkları dolayısıyla Allah’ın başlarını dimdik yaptığını müjdelediği kimselere ayrıca “başlarını dik tutsunlar” şeklinde bir emir vermesi bu anlamda izzetli olmanın bir pâye ve fakat izzetli yaşamanın bir gayret olduğunu gösterir.