Listen

Description

*41 FUSSILET SÛRESİ 29-54 MEALİ N061 M041

29 Kâfirler şöyle dediler: "Rabbimiz, cin ve insanlardan bizi sapıtanları bize göster de, biz onları ayaklarımızın altına alalım en altta kalanlardan olsunlar."
30 "Rabbimiz Allah" dedikten sonra dosdoğru olanların üzerine melekler iner ve: "Korkmayın, üzülmeyin ve size va’dolunan Cennette sevinin" (derler).
31 Biz, dünya hayatında da âhirette de sizin dostlarınızız. Orada canınızın çektiği herşey sizin için vardır. İstediğiniz herşey vardır.
32 Ğafur ve Rahîm'in (Allah'ın) bir ikramı olarak (verilecektir).
33 Allah’a da'vet eden, ameli salih işleyen ve "Ben Müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kim vardır?
34 İyilikle kötülük denk değildir. Sen kötülüğü en güzel olanla defet. Bir de bakmışsın ki, seninle arasında düşmanlık olan kişi sanki sıcacık bir dost oluvermiş.
35 Buna (kötülüğü iyilikle defetmeye) ancak sabredenler kavuşturulur. Buna ancak (Kur'ân'dan) büyük bir haz alanlar kavuşturulur.
36 Eğer şeytandan olan bir kötülük seni kışkırtacak/dürtecek olursa hemen Allah'a sığın. Şüphesiz O, her şeyi işiten, her şeyi bilendir.
37 Gece, gündüz, Güneş, ve Ay O’nun âyetlerindendir. Güneşe de, Aya da secde etmeyin. Eğer yalnız O’na ibadet ediyorsanız. Onları yaratan Allah'a secde edin.(Secde âyeti)
38 Eğer kibirlenirlerse... Rabbinin katındakiler hiç usanmadan gece gündüz O’nu tesbih ederler.
39 O’nun âyetlerinden biri de şudur: Sen Yeryüzünü kupkuru/boynu bükük görürsün. Onun üzerine su indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır. O yeryüzünü dirilten, elbette ölüleri de diriltecektir. Şüphesiz O, her şeye gücü yetendir.
40 Ayetlerimiz hakkında sapanlar bize gizli değildirler. Ateşe atılan mı, yoksa kıyamet günü güvenle gelen mi daha iyidir? Dilediğinizi yapın. Şüphesiz O yaptıklarınızı görüyor.
41 Onlara zikir (Kur'ân) geldikten sonra inkâr ettiler. Elbette o değerli bir kitaptır.
42 Önünden de, arkasından da ona batıl bir şey giremez. O Hakim ve Hamid tarafından indirilmiştir.
43 Sana söylenenler, senden önceki peygamberlere söylenenlerdir. Şüphesiz senin Rabbin avf sahibidir, acıklı azabın sahibidir.
44 Eğer biz, Kur'ân'ı yabancı bir dille yapsaydık: "Ayetleri açıklanmalı değil miydi?, Arap’a Arapça olmayan bir dille söylenir mi?" derlerdi. De ki: "O, iman edenler için yol gösterendir ve şifadır. İman etmeyenlerin kulaklarında ağırlık vardır. O (Kur'ân) onlara körlüktür. (Hakkı göremezler). Onlara (sanki) uzak bir yerden bağırılıyormuş gibi (duymazlar).
45 And olsun, Musa'ya kitap vermiştik de onda ayrılığa düşülmüştü. Eğer Rabbinin geçmiş bir sözü olmasaydı, aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz onlar kuşku uyandıran bir şüphe içindedirler.
46 Kim ameli salih işlerse kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin kullara zulmedici değildir.
47 Kıyamet saatinin bilgisi O’na döndürülür. O’nun bilgisi olmadan hiçbir meyve kabuğundan çıkamaz, hiçbir kadın doğuramaz. Onlara: "Ortaklarım nerede?" diye bağırdığı gün "Bizden hiçbir gören yok diye sana bildiririz" derler.
48 Daha önce yalvardıkları (sahte ilâhlar) onlardan uzaklaşmıştır. Onlar kaçacak yer olmadığını anlamışlardır.
49 İnsan iyilik istemekten usanmaz. Ona bir kötülük dokunursa hemen karamsar ve ümitsiz olur.
50 Ona dokunan zarardan sonra, ona bizden bir rahmet tattırırsak "Bu benim hakkımdır. Kıyametin kopacağını da zannetmiyorum. Eğer Rabbimin huzuruna döndürülürsem O’nun katında da benim için güzel şeyler vardır." der. Kâfirlere yaptıklarını elbette açıklayacağız ve onlara katı bir azab tattıracağız.
51 İnsana bir nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer. Ona bir kötülük dokunduğunda geniş bir duanın sahibi olur.
52 De ki: "Eğer (bu Kur'ân) Allah katından ise ve siz de onu inkâr etmişseniz söyleyin bakalım, çok uzak bir ayrılıkta olan o kişiden daha sapık kim var?”