HUD SURESİ 17-39 N052 M011
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
17- (Yalnız dünya ziynetini isteyen) o kişi, Rabbinden bir belge üzerinde olan gibi olur mu? O’nu Allah'tan bir şahit takip eder. Ondan önce önder ve rahmet olarak Musa'nın kitabı vardır. İşte onlar o (Kur'ân'a) iman ederler. Bu gruplardan kim onu inkâr ederse, onun vadedilen yeri ateştir. Bundan hiç şüphen olmasın. Çünkü o Rabbin tarafından bir haktır. Ancak insanların birçoğu buna inanmazlar.
18- Allah'a yalan uydurandan daha zalim kim vardır. İşte onlar Rablerine arz olunacaklar ve şahitler de: "İşte Rablerine yalan söyleyenler bunlardır" diyecekler. İyi bilin ki Allah'ın la'neti zalimler üzerindedir.
19- Onlar öyle zalimlerdir ki, Allah'ın yolundan alıkoyarlar ve o yolu eğriltmek isterler. Onlar âhireti inkâr edenlerdir.
20- Onlar, yeryüzünde Allah'ı aciz bırakamazlar ve onlara Allah'tan başka dostları da yoktur. Onlar için azap kat kat yapılır. (Çünkü) onlar (dünyada iken hakkı) işitmeye güçleri yetmedi ve onlar (hakkı) görmezler de.
21- İşte onlar kendilerini hüsrana sokanlardır. Onların uydurdukları da onlardan kaybolup gitti.
22- Şüphesiz onlar âhirette en çok hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
23- Şüphesiz iman edip ameli salih işleyenler ve Rablerine huşu içinde boyun eğenler, işte onlar Cennettedirler ve orada ebedidirler.
24- Bu iki grubun (kâfirle mü'min) hali kör ve sağırla, görenle işitenin haline benzer. Bunların halleri eşit midir. Hala düşünmeyecek misiniz?
25- And olsun ki biz Nuh'u kavmine Peygamber olarak gönderdik. "Ben size apaçık bir uyarıcıyım" (dedi).
26- "Allah'tan başkasına ibadet etmeyiniz. Şüphesiz ben, acıklı bir günün azâbının sizin üzerinize gelecek olmasından korkuyorum" (dedi).
27- Bunun üzerine kavminin kâfirlerinin ileri gelenleri: "Biz, seni bizim gibi bir insandan başka bir şey görmüyoruz. Bizim ayak takımımızdan ve basit görüşlülerden başkasının sana uyduğunu da görmüyoruz. Sizin bizim üzerimize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine sizi yalancılar sanıyoruz" dedi.
28- (Nuh): "Kavmim, Ya ben, Rabbimden bir beyyine üzerine isem ve katından bir rahmeti bana vermiş de bu size gizli kalmışsa? Söyleyin. (Ne olur sizin haliniz?) Siz onu istemediğiniz halde biz, sizi zorlayacak mıyız?" dedi.
29- "Ey benim kavmim, bu (tebliğime) karşılık sizden hiç bir mal istemiyorum. Benim mükâfatım Allah'a aittir. Ben iman eden (fakir) leri kovamam. Şüphesiz onlar Rablerine kavuşacaklar. Ancak ben, sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum."
30- "Ey kavmim, eğer onları kovarsam bana Allah'tan başka kim yardım eder? Siz hiç düşünmez misiniz?"
31- Ben size: "Allah'ın hazineleri yanımdadır" demiyorum. Gaybı da bilmem. Ben bir Meleğim de demiyorum. "Gözlerinizin hor gördüğü kişilere Allah hiç bir hayır vermez" demiyorum. Onların nefislerinde olanı en iyi Allah bilir. (Eğer onları kovarsam) o takdirde ben, zalimlerden olurum."
32- Dediler ki: "Ey Nuh, sen bizimle mücadele ettin, mücadelemizi de çoğalttın. Eğer sen doğrulardan isen, haydi bize vadettiğin azâbı getir."
33- Dedi ki: "O’nu size ancak Allah dilerse getirir. Siz engel olamazsınız."
34- "Eğer Allah sizi azdırmak istemişse ben size nasihat etsem de nasihatim size fayda vermez. O sizin Rabbinizdir ve Ona döndürüleceksiniz."
35- Yoksa onlar "Bunu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eğer onu ben uydurmuşsam günahım benim üzerimedir. Ben sizin işlediğiniz suçlardan uzağım."
36- Nuh'a vahy edildi "İman edenlerin dışında kavminden kimse iman etmeyecek. O halde onların yaptıklarından dolayı üzülme."
37- "Gözlerimizin önünde ve vahyimizle gemiyi yap. Zulmedenler hakkında bana bir şey söyleme (yardım isteme) ; çünkü onlar suda boğulacaklar."
38- (Nuh) gemiyi yapıyor. Kavminin ileri gelenleri ona her uğrayışında onunla alay ediyordu. (Nuh onlara) dedi ki: "Eğer siz, bizimle alay ederseniz, sizin alay ettiğiniz gibi biz de sizinle alay ederiz."
39- Artık kendisini rüsvay edecek azâbın kime geleceğini, daimi azâbın kimin başına ineceğini yakında bileceksiniz.