HUD SURESİ 99-109 N052 M011
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
99- Burada (dünya) da kıyamet gününde de lâ'nete tabi kılındılar. Bu ne kötü bir vergidir!.
100- Bunlar sana anlattığımız şehirlerin haberlerindendir. Onlardan bir kısmı hala ayakta, bir kısmı da biçilmiş ekin gibidir.
101- Biz onlara zulmetmedik. Ancak onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin (azab) emri geldiğinde Allah'ı bırakıp da tapındıkları ilâhlar onlara hiçbir şekilde fayda sağlamadı. Onlara zarardan başka bir şey artırmadılar.
102- Zalim şehirlerin halkını yakaladığında Rabbin işte böyle yakalar. Şüphesiz O’nun yakalaması çok acıklı ve şiddetlidir.
103- Ahiret azabından korkanlar için şüphesiz bunda ibretler vardır. O, kendisi için bütün insanların toplandığı gündür. Bu, her şeyin hazır olduğu bir gündür.
104- Biz, onu ancak sayılı bir zamana kadar geciktiririz.
105- O gün gelince Allah'ın izni olmadan kimse konuşamaz. Onların bir kısmı şaki (mutsuz) bir kısmı said (mutlu) dur.
106- Şakî olanlar ateştedirler. Onlar orada (nefes alıp verirken eşek anırması gibi) yüksek ve alçak sesle alıp verirler.
107- Gökler ve yer var oldukça Rabbinin dilediği (günahkar mü'minler) hariç orada ebedidirler. Şüphesiz Rabbin dilediğini yapandır.
108- Mutlu kılınanlar ise, gökler ve yer var oldukça, sonsuza değin cennettedirler. Ancak Rabbinin dilediği müstesna. (Günahkar müminler günahlarının cezasını Rabbimiz dilerse çekeceklerdir. Bu cennette ebedi kalış) kesintisiz bir ihsan olarak (verilmiştir).
109- Şunların taptıklarının (batıl olduğun) da şüphe içinde olma. Onlar ancak daha önceki atalarının taptığı gibi tapıyorlar. Biz onların (azaptan) paylarını eksiksiz vereceğiz.
https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/hud-suresi-99-109-tefsiri