Söz : Anıl Yıldırım
Müzik: Okan Çakın
Mix - Mastering: Anıl Yıldırım
Şarkı Youtube Link: https://youtu.be/otCeayauG2A
Spotify: http://spoti.fi/2FO34v4
Apple Music: https://apple.co/2J7txFW
https://twitter.com/inilyildirim
https://www.instagram.com/anilyildirimusic
https://www.facebook.com/anilyildirimusic
Anıl Yıldırım - Bir Zamanlar
Umut, paslı bir ok gibi saplanır geceme.
Derin bir iç çekip bekle, sonra hıçkırık gelecek.
Sana kavuşmak ne zor şey...
Buna yeltenen dağlar aşıp, altından su akmayan köprüler geçecek.
Hangimiz geçmişte kaldı, hangimiz gelecek?
Hatıralar bıraksa yakamı, gözlerin gelecek.
Yaktım her şeyi... Dönersen yolların da külle kaplı.
Beni bağından kovan bağcı, sayemde “gül” lakaplı.
"Buradan yol geçecek," dediler; taşı sevdanı.
Sanki bağrı yanık şarkıların hüzün kervanıyım.
Seninle karşılıklı, güle oynaya yedik helvamı.
Yoruldum... Yok hiç dermanım, hicranım, ervah figanım.
Mektubunun puluyum, hem gözlerinin yaşı.
İstesem de gelemezdim, okyanuslar aşıp.
Sen, kilometre taşım, hüznüm, ayrılık telaşım.
Belki ben de iyileşirim bir gün, mutluluklar saçıp.
Bir zamanlar şehrimizde mutluluklar vardı.
Şimdi mutluluklar gitti, yerini umutsuzluk aldı.
Bir zamanlar yüzümüzde gülüşmeler vardı.
Şimdi o gülüşler yarım, geriye ağlamalar kaldı.
Bir zamanlar bize dair hayallerim vardı.
Şimdi hayallerim bitti, yerini keşkelerim sardı.
Bir zamanlar mutlu sonlu vaatlerin vardı.
İnanmıştım... Geriye izmaritler kaldı.
Yıllar geçip gider, yoksun... Tüm enkazlar tanır beni.
Zamanla geçer deme; her yıllanan şarap mı ki?
Çok gemiler yaktığımdan, limanlarım yangın yeri.
Derdini al gel, içelim. Bir 70'lik açtım demin.
Gözyaşlarım sarsın seni, hiçbir soru sormam.
İster tek, ister duble; dibini görürüz sonra.
Anlatmaya başlarsın, ben dinlerim sünger gibi.
Boynu bükük dünler gibi… Dünler beni özler, değil mi?
Duygu kırıntısı bekledim taş kalbinden.
Öyle büyüttüm, yücelttim ki; oradan aşağı inmez.
Bu devrin yavşağı bitmez, yalanı ihanet devirmez fakat;
Ne saçının beyazı ne hüznün, bir kahkaham etmez.
Yak kınanı ve sus… Çünkü artık kalp kıranım.
Kalp unutmaz can yakanı.
Körün gözü açılmadan, bastonunu ben kırarım.
Seni nereye gömeyim söyle İstanbul mu? Ankara mı?
Bir zamanlar şehrimizde mutluluklar vardı.
Şimdi mutluluklar gitti, yerini umutsuzluk aldı.
Bir zamanlar yüzümüzde gülüşmeler vardı.
Şimdi o gülüşler yarım, geriye ağlamalar kaldı.
Bir zamanlar bize dair hayallerim vardı.
Şimdi hayallerim bitti, yerini keşkelerim sardı.
Bir zamanlar mutlu sonlu vaatlerin vardı.
İnanmıştım... Geriye izmaritler kaldı.