Riesling bu sefer Fransa değil, Almanya kökenli olan üzümlerden bir tanesi. Almanya’nın Mosel bölgesine ait olduğu söyleniyor. Oldukça enteresan bir üzüm çünkü en sekten, en tatlıya varana kadar çok farklı stilde şaraplar yapıyor. Meşeye çok fazla girmez ama inanılmaz güzel yıllanan şaraplar yapar. Aslında Almanya’nın şarap dünyası Riesling üzerine kurulmuş diyebiliriz. Riesling rönesansı diye bir şey var hayatlarında yani. Riesling’den önce ve Riesling’den sonra. Soğuk iklimlerde üzüm olgunlaştığında hasat edilirse daha fazla yeşil meyve aromalarına sahip oluyor. Çiçeksi tatlara ve bazen naranciye aromalarına sahip olabiliyor. Daha ılıman bölgelerde narenciye, şeftali, kayısı, mango gibi sarı tatlı meyvelere ve misket limonu gibi kokulara sahip olabiliyor. İyi Riesling’ler olgunlaştıkça ki çok güzel olgunlaşırlar dizel diye tabir ettiğimiz, aslında bu da bir nevi mineral kokusudur, hafif petrolümsü kokulara sahip olabilir. Petrolümsü koku deyince böyle çok hoşa gitmeyecek bir şeyden bahsediyormuşuz gibi geliyor ama inanın o zenginliğin, kompleksitenin içinde çok enteresan olabiliyor. Hem erken hem geç hasat şarapları yapılabiliyor. Geç hasat edildiğinde çok daha tatlı meyve aromaları ön planda olabiliyor. Asiditesini çok kaybetmiyor, genellikle asitli bir şarap ama sadece hasat zamanlarına göre aroma profilleri değişebiliyor ve yıllanmasına göre de yine aroma profilleri farklılık gösteriyor diyebiliriz.