Aslında şarap aynı insanlar gibi doğar, gelişir ve ölür. Her bir şarabın bir diğerinden farklı bir ömrü var. Yani bu yıl x markanın en üst grup şarabını aldık, yıllandırmaya başladık, ertesi yıl aynı markanın en üst grup şarabının diğeri kadar ömrü olmayabilir. Bir senenin ürünü 20 yıl kadar giderken diğeri belki 15 yıl kadar gidecek. Dolayısıyla her bir şarabın yıllandırma ve gelişimi birbirinden farklı olacak. Yıllandırırken bu şarapların başına ne gelir dersek; bir kere şarapların renkleri, kokuları, tanenleri ve asit miktarları değişir. Ne olur derseniz oksidasyon rengi, yani bozulma rengi aslında malumunuz kahverengidir. Beyaz bir elmayı ısırıp, o etli beyaz kısmını masanın üzerine bırakın ve bakın ne olucak. Kahverengileşir, limon da uzun süre dışarıda beklediği zaman kahverengileşir. Yani oksidasyon rengi aslında kahverengidir. Dolayısıyla şarabın olgunlaşması, yıllanması demek de aslında renklerin yavaş yavaş kahverengi tonlara doğru dönmesi demektir. Bütün şaraplar için geçerli yani. Kırmızı, roze, beyaz farketmez, tüm şaraplarda bu olucaktır. Kırmızı şaraplar çoğunlukla mor, yakut tonlarından yavaş yavaş kiremitsi tonlara doğru döner, en sonda kahverengi rengi görmeye başlarız. Beyazlarda ise açık limon, koyu altın sarısı renklerden yavaş yavaş kehribarlara, amber renklerine doğru döner. En son kahverengiyi görürüz. Rozelerde ise yine kahverengi tonları işin içine girmeye başlar, biraz daha soğan kabuğu gibi renklerden yavaş yavaş kahverengiye doğru döndüğünü görürüz. Kırmızı şaraplarda tanene ne olur derseniz, tanen yavaş yavaş oksijenle savaştıkça düzeyi azalmaya başlar, yumuşamaya başlar yavaş yavaş düzey alır ve en son da yok olur. Zaten tanen yok olduktan kısa bir süre sonra şarabınız tamamen okside hale gelir. Asidite ise yavaş yavaş düşer ama asla şaraptan kaybolmaz. Bozulmuş ölmüş şarapta dahi asidite her zaman vardır. Kokular nasıl değişir dersek de bütün şaraplar için şunu söyleyebiliriz; genelde taze meyve, sebze ve taze ot kokularından yavaş yavaş kuru baharatlar, kuru meyveler, kuru otlara doğru gider. En son da daha topraksı tonlara, ormansı tonlara doğru dönmeye başlar. Dolayısıyla şarap yıllandıkça asla ve asla aynı kalmaz. Nasıl biz insanlar bebekken mükemmel kokuyoruz, olgunlaştıkça kokumuz değişmeye başlıyor. Yaşlıların kokusu nasıl çok başkaysa şarap da aynı kalmayacak, o yüzden insan gibidir diyoruz zaten.