Anadolu’da Bağcılık ve Şarabın Kısa Tarihi
Anadolu Bağcılık ve Şarap sanatının doğum yerine çok yakındır, hatta doğduğu bölge diyebiliriz aslında ve bunun büyüdüğü, geliştiği en önemli beşiklerden birisidir. Arkeolojik ve genetik kanıtların da gösterdiği gibi çok sayıda yabani asma çeşidinden birisi, belki de en uyumlusu “Vitis Silvestris” kendini insanoğluna Kafkas Dağları’nın güneyinde Karadeniz ile Hazar denizi arasında düzlüklerde ve alçak tepelerin yamaçlarında teslim etmiştir. Bağ ve şaraba ilişkin başlangıç efsaneleri kutsal kitaplardaki öyküler ve onları destekleyen arkeolojik veriler bu coğrafyada yoğunlaşır. Gürcistan, Ermenistan, Van Gölü çevresi, Iğdır, Azerbaycan, Batı İran ve Zagros Dağları’nı içine alan bir kuşak içinde insanoğlu, yerleşik hayata geçişinden çok önce tatlı meyvesinin ve şırasının peşinde olduğu Vitis Silvestris’i Vitis Vinifera’ya dönüştürecek sabırı göstermiştir. Araştırmacılar Viti Silvestris’in alt türünü saptadılar. Vitis Vinifera Silvestris ve Vitis Vinifera Warsativa. Paleo botanikçilerin özellikle verimli hilal adı verdiği yani Zagros, Doğu Toroslar, Amanos ve Lübnan Dağları’nın oluşturduğu hilal formlu coğrafyanın adıdır burası. Bölgedeki neolotik iskanlarda yapılan arkeolojik kazılarda ele geçen üzüm çekirdeklerini inceleyerek ilk kültür asmasının ne zaman ortaya çıktığını saptamayı hedeflediler. Günümüzden yaklaşık 9000 yıl önce yaşanmış Lübnan, Suriye, Türkiye, İsrail ve Yunanistan’daki neolitik iskanlarda yapılan kazılarda çok miktarda üzüm çekirdeği, kömürleşmiş meyve ve salkım kabukları gün ışığına çıkarıldı. Bunlar formları ve boyutlarından hareketle yabani üzüm çekirdeği olarak teşhis edildiler. Aslında yabani üzüm ile kültür üzümü çekirdeklerini birbirinden ayırmak her zaman kolay değildir. Geniş bir şekilde koleksiyonun dikkatli gözlemlenmesiyle farkı tespit etmek mümkün olmaktadır. Kazılarda elde edilen çok sayıda üzüm çekirdeği Erken Bronz Çağı’ndan Geç Bronz Çağı’na, yani günümüzden 5000 ile 3100 yıl öncesine kadar yabani üzümden kültür alınmış çeşitlere doğru bir değişimi göstermektedir. Vitis Vinifera Warsativa olarak tespit edilen en eski kültür üzümü çekirdekleri ise Gürcistan’da bulunmuştur. Günümüzden yaklaşık 7000 yıl önceye tarihlenen yerleşme tabakalarında ele geçen bu çekirdekler, bu tarihlerde Kafkaslar’ın güneyindeki bölgede asma yetiştiğini göstermektedir. Bu tarihten sonra asma kültürü Lübnan, Suriye, Filistin, Anadolu ve Yunanistan’a yayılmış olmalıdır. Anadolu’da kazılar sırasında neolitik yerleşkelerin sadece ikisinde yabani üzüm çekirdekleri tespit edilmiştir. Bunlardan biri Nevalichori, diğeri ise Can Hasan’dır. Can Hasan Karaman’da, Nevalichori ise Şanlıurfa’dadır. Bu dönemde asmanın kültürünün alınmış olduğunu gösteren bir kanıt yoktur. Yani en eski kültür asması Gürcistan’da bulunurken, en eski yabani asma Anadolu topraklarında bulunmuştur. Ayrıca Anadolu neolitiğinin sınırlı sayıdaki kap formları bir şarap kültürünü işaret etmesi bakımından da çok yeterli değildir.
Neolitik Dönem’in ardından gelen ve Kalkolitik olarak adlandırılan dönemde iskan görmüş höyük kazılarında ele geçen çekirdeklerin çoğu yabani asma ürünü olmalarına karşın Hasseköyük’te yani Şanlıurfa’da asmanın kültürü alındığını gösteren üzüm çekirdekleri bulunmuştur. İsa’dan önce 4800 ile 3000 civarları diyebiliriz bu dönem için. Kalkolitik dönem kültürü değişik kat formlarının özellikle kadeh kültüründe kapların ortaya çıktığı dönemdir ve bağcılığın, şarap üretiminin Anadolu’ya bu dönemde yayılmış olduğunu ileri sürmek mümkündür. İsa’dan önce 3000’li yılların 2. yarısına tarihlenen Orta Anadolu’da Hatti kültürüne ait Alacahöyük Kral Mezarlığı’nda ölü hediyesi olarak ele geçen altından kadehler ve gaga ağızlı testiler bu dönemde Anadolu’da şarabın özellikle yönetici sınıflar arasında yaygın olarak kullanıldığını gösterir.